sırrı hala çözülememiş durumlardan biridir. berbere büyük bir şevkle gidilir. yeni bir imaj için,
belki yeni tanışılan kıza ayar vermek için, belki de resmi bir görüşme sebebiyle artık şekilden çıkan saçları; o usta zanaatkar ellere teslim etmek istenilir. 'bu saçı ancak bu adam eder' diye düşünülür.
''saçınız nasıl olsun'' vb. sorulara büyük bir itinayla cevap verilir. hatta önemli bir durumun olduğu, saçların son derece düzgün kesilmesi resmen kafasına vurula vurula söylenir. her şey gayet güzel ilerlemektedir, ta ki saçların son şekli görülünceye kadar.
bir türlü anlam verilemeyen durumlardan biridir. yok neymiş efendim yüzünüze bu model daha iyi gidiyormuş. 'lan sanane tarrak kafalı ben sana böyle yap diyorum hayrına mı kesiyorsun sanki' demek gelir içten.
''ulan o kadar da tembih etmiştim şurayı böyle yapma diye bak yine öyle yapmış yaa hayy a.k'' gibi cümleler sarf edilir akabinde. ne yazık ki iş işten geçmiştir artık. bir de her zaman gidilen bir berber ise çok daha kötü koyar insana. ana avrat düz gitmek istenir. ''tam da eğri kesecek günü buldun lan amua gouyim senin'' gibi laflar edilir.
yaklaşık 3 ay boyunca randevu ertelenir. ayartılacak sevgili çoktan piyasa olmuştur. 3 ay sonra öldürme amacıyla gidilen berberin 1 hafta önce başka bir müşteri tarafından öldürüldüğü duyulur. belki de katil olmaktan kurtulmuşsunuzdur. ''gülsem mi ağlasam mı'' demek istenilir, yok yok hani bi deyim vardı yaa ''g.t olmak'' diye; noktasızından ama, işte öyle birşey!