bir ekonomik tetikçinin itirafları

entry31 galeri video1
    4.
  1. --spoiler--

    3. dünya ülkelerinin ekonomik olarak Amerika'ya bağımlı hale geliş süreçlerini anlatan bir kitap.Kısaca bir ülke nasıl sömürülür onun kılavuzu. Yazarı,kendisi de eski bir ekonomik tetikçi olan John Perkins, işinin bu ülke liderlerini amerikanın çıkarlarını gözeten büyük bir ağın parçası olmaya teşvik etmek olduğunu söylüyor.

    Kitapta Amerika'nın başta petrol ve doğal gaz olmak üzere yeraltı zenginliğine sahip ülkeleri modern sömürge yapmak için başvurduğu yolları göreceksiniz. ilk başta ülkelere, çeşitli kuruluşlarla ( mesela imf, world bank... ) altından kalkamayacakları kadar borç veriyorlar, sonra uzun yıllar sürüyor geri ödemesi. E tabi ülkenin ekonomisi sağlıklı olmadığı için ödeyemiyor. Bu sefer başlıyor yeraltı zenginliklerini satmaya.

    Eğer ülkenin yöneticileri buna kanmayacak kadar akıllı yada ülkelerini satmayacak kadar dürüstlerse bu sefer çakallar devreye giriyor. Bunlar söz konusu ülkede suikast, halk ayaklanması gibi olayları organize ediyor. 1950'li yıllardan bu yana çeşitli örnekleri var: Endonezya, Küba, iran.

    Eğer ülkenin yöneticileri bir yolunu bulup bundan da sıyrılırsa bu sefer tek yol kalmıştır. ABD ordusu müdahele eder. Buna en güncel örnek ırak. Hani nerede savaş nedeni sayılan nükleer başlıklı füzeler ve silahlar? Çıkmadı hiçbiri. Ama Irak petrolü pay edildi çoktan.

    Bu kadar yeter sanırım. Zaman ayırıp mutlaka okuyun.Ülkemizin içinde bulunduğu duruma bir de bu açıdan bakın.Okudukça ne yazık ki özgür ve bağımsız bir devlet olmadığımızı daha iyi anlayacaksınız.Şimdi biraz da kitaba kulak verelim:

    " * Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız
    * Sonra onlara arabalarımızı satarız
    * Sonra bankalarını satın alırız
    * O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız
    * Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

    O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev hava yolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

    Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

    Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir.

    Sonuçta bu liderler,sadakatlerini garanti edecek bir şekilde bir borç batağına saplanırlar.Sonra da politik,ekonomik veya askeri ihtiyaçlarımız için ne zaman istersek onları kullanabiliriz.Karşılığında onlar da, halklarına sanayi siteleri,elektrik santralleri ve hava alanları sağlayarak politik durumlarını güçlendirirler.Bu arada,amerikan mühendislik ve inşaat firmaları inanılmaz derecede zenginleşirler."

    Bu ekonomik tetikçiler, hava alanı, santral, liman, otoyol gibi yatırımların ülke için gerekli olduğunu öngören raporlar hazırlayarak yetkilileri ikna etmek,bunların inşası için ABD bankaları veya uluslararası para kuruluşlarından kredi ayarlamakla görevlidirler.Bu kredilerin tek şartı,işlerin Amerikan firmaları tarafından yapılmasıdır.Yani sonuçta verilen para ABD'den asla ayrılmamaktadır.

    Ekonomik tetikçiler (ET'ler) yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslar arası Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı "yardım" kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin tabii kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar. Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır. Oynadıkları oyun imparatorluklar kadar eski olmasına rağmen, günümüzdeki küreselleşme sürecinde yeni ve korkutucu bir boyuta ulaşmıştır. Nereden mi biliyorum; ben de bir ET idim."

    http://dusuncesandali.blo...tetikcinin-itiraflar.html

    --spoiler--
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük