bizim genlere gösterişi aşılamışlar, gösteremezsek öleceğiz sanıyoruz. memelerimize güveniyorsak, memelerimizi; bacaklarımıza güveniyorsak, bacaklarımızı açıyoruz. aksesuar denilince, bir amazon ruhu içimize giriyor. rengarenk giyinirsek içimizdeki çocuğu göstereceğiz sanıyoruz, topuklu giyince boyumuz uzayacak daha zarif duracağız sanıyoruz. moda programlarını birebir uygularsak harika sonuçlar elde edeceğiz sanıyoruz. sorun, kendini iyi hissettiğin şeyler içinde olman değil. cahillik mutluluktur derken tam olarak bahsedilen buydu. bilinmediği için iyi hissediyoruz. sokaklarda iki metre takma kirpiğiyle, yapay sapsarı saçıyla, mavi lensiyle, parlak rujuyla dolaşan onca kadını görünce, insan bir durup "yahu nasıl kendini böyle iyi hissedebilir?" diyor. bunun salt moda bilgisi ile ilgisi yok. matematikte doğru orantı vardır; birbirine bağlı olan ve biri arttığında öteki de artan, biri azaldığında öteki de azalan iki büyüklük arasındaki bağıntıyı gösterir. boyu 158cm olan bir kadının ayağında 15cm topuğa sahip bir ayakkabı kötü durur. ne kadar iyi yürüyorum deseniz de, vücudunuz kambur pozisyonunu alır. çünkü vücuda orantılı bir büyüklük değil, ayakta dengede durabilmek için, vücut o şekli almak zorundadır. dolayısıyla estetiğini kaybeder görüntü.
madem şık görünmek için para harcıyorsun ya da ekstra efor sarfediyorsun o halde bunu bilinçli yapmalı. insanlara sanane yeaa diyecek kadar ya iyi görünmeliyiz ya da o denli gösterişten uzak durmalıyız. göz bu, görünce beyne sinyal yolluyor, "bu ne amk?" diye.