3 yıldır buralarda yazıyorum, 2007 sonundan itibaren de emin olduğum konu şudur.
türkiye cepheleri çok keskin bir içsavaşa doğru dolu dizgin gidiyor.
artık "türk kürt kardeştir" veya "bu ülkeyi beraber kurduk" gibi balonlar patladı hava kaçırıyor, irtifa kaybediyor.
vermeden almak ve eleştiriye kapalı olmak düsturunu anayasa bellemiş kürt halkı türk milletinin iyi niyetini ve kardeşliğe olan inancını defalarca suistimal ederek son şanslarını da tüketti.
etnik azınlık tanımının en büyük ayracı dil ayrılığıdır. din dahi bundan sonra gelir.
türkiye sınırlarında anadilini "kürtçe" olarak tanımlayan 6,5 - 7 milyon kişi yaşıyor. bunların da 3 milyon kadarı istanbul, ankara, adana, mersin ve antalya'da yaşıyor. yani kaşındıkça kaşınan bu olası iç savaş sonunda kürt halkını güzel günler beklemiyor...
işte bu azınlık arkasına aldığı israil ve amerika desteğiyle her şeyi oldu bittiye getirip, türk devletinin üstüne oturacakları bir siyasi düzen, güneydoğu'da yasasız, sorgusuz sualsiz özerk bir bölge, türkiye'nin tamamında ise hesap sorulamaz ayrıcalıklı bir vatandaşlık hayaline kapıldılar. türklerin çalışıp kürtlerin ve son zamanlarda bunların arkasına takılan kimi çerkes, gürcü ve ermeni asıllıların yiyeceği bir ekonomik düzen. güya "dini" referanslarla cumhuriyetçi türklerin üzerinde kurulacak otoriter bir rejim bu hayale gidilen yolda en önemli enstrümanlar olacak...
yıllardır anlatıyoruz;
sistematik olarak atılan adımlarla buralara kadar geldik.
ordunun sindirilmesi ve karar mekanizmalarına "özellikle seçilerek" atanan türk olmayan komutanlar ve hileli sınav/torpil marifetiyle polis teşkilatına doluşturulan bitlis, mardin, siirt, bingöl başta olmak üzere "kürt" kolluk güçleri isyana kalkışacak "türk" ulusunu durdurur diye düşünüyorlar. bu konuda faaliyetler özellikle gezi olaylarından beri aratarak devam ediyor.
medya üzerinden yaptıkları yalan bombardımanı türkleri sakin tutmaya yetmiyor çünkü.
90lardan beri siyonizmin türkiye sözcülüğünü yapan türk basınının ali kemalleri "kurucu millet" kavramını unutturmak için binlerce kampanya yaptı...
osmanlı sonrası yeni cumhuriyeti kuran türk milleti idi ve bu kuruluş/kurtuluş sürecinde rumlar ve kürtler başta olmak üzere bir çok etnik grupla da mücadele etmek zorunda kaldı. hatta yunan büyük taaruzu ile senkronize başlatılan koçgiri ayaklanmasını sayarsak yerli rumlar dahi kürtler kadar sırtımızdan bıçaklamadı bizi.
atatürk'e ve yeni millet meclisine gönderilen özür/af dilenme heyetlerini son 20 yıldır sanki yeni türkiye kurulurken türklerle kürtler anlaşmış gibi göstermeye çalışan yeni dünya düzenci medya ve bir takım satılmış akademisyenin aksine durum bu değildir. özellikle son 5-6 yıldır söylenen "atatürk kürtlere özerklik verdi ama sonradan caydı" yalanının karşılığı nutuk adlı eserde vardır. gazi mustafa kemal açık açık kürtlerin türklerin inayeti ve insanlığı sayeinde bu topraklarda yaşamaya devam ettiğini belirtmiştir. doğrusu da budur. kurtuluş savaşı veren türklere ihanet edip, düşmanlarıyla birlik olan rumlar yunanistan'a sürülürken, dini referanslar da gözönüne alınarak kürtlere türk topraklarında yaşama imtiyazı verilmiştir. yani bu ülkenin kurucu unsuru türklerdir.
kürt ulusu ise yediği hurmaların bedelini zamanı gelince kuzey ırak başta olmak üzere kendilerini kabul edecek ülkelere gönderilerek ödeyecek (ki fazla gönüllü çıkacağını sanmıyorum). bu yalancı bahar hewallleri çok heyecanlandırmasın. milletlerin devletlerin tarihlerinde 20 - 30 - 40 - 50 senelik periyotlar insan ömrüne kıyaslandığında bir göz açıp kapama süresine denk gelir...
bu işler böyle gitmeyecek herkes ayağını denk alsın... özellikle de kürtlerin arkasında saf tutan bazı çekesler ve lazız ayağına yatan ermeni asıllılar...