bana kalırsa yalan söylemek yaptığı icraatler arasında en masumu olanıdır. ayrıca küçücük kız çocuklarıyla evlenen, cennetde homoseksüel ilişki vaadeden, kadınları ikinci sınıf insan olarak gören, dinini kabul etmeyenlerin başlarını kesen bir peygamberin savunucuları tarafından inanmıyorsan saygı duy denerek tepki gösterilmesi de ayrı bir saçmalık.
gelen mesajlar üzere zorunlu edit:
bu entryde yazmış olduğum hiç bir husus hakaret veya dezenformasyon içermemekte. aksine yine kendilerince inkar edilemeyecek kaynaklarda kaşılık bulmaktadır.
http://www.enfal.de/buhari/nikah.htm#_Toc115596411
67- KiTÂBU'N-NiKÂH
39- Yüce Allah'ın: 'Kadınlarınız içinden artık âdetten kesilmiş olanlarla henüz âdetini görmemiş bulunanlarda eğer şübhe ederseniz, onların iddeti üç aydır..." (et-Talâk: 4) Kavlinden Dolayı insanın Kendi Küçük Çocuklarını Nikâh Etmesi(Nin Cevazı) Babı
66-.......Bize Sufyân ibn Uyeyne, Hişâm'dan; o da babası Urve'den; o da Âişe(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S) Âişe ile Âişe altı yaşında iken evlenmiş, Âişe dokuz yaşında iken de zifafa girdirilmiş, Peygamber'in yanında da dokuz sene kalmıştır
http://www.enfal.de/ebuda.../edep/1.htm#_Toc145601661
40- EDEB BÖLÜMÜ
55. Salıngaca Binmenin Hükmü
4933... Hz. Aişe'den dedi ki:
"Ben altı veya yedi yaşımda iken Rasûlullah (s.a.) benimle nikahlandı. Medine'ye geldiğimiz zaman kadınlar (bana) geldiler /(ravi) Bişr (hadisin bu kısmını);
Bana (annem) Ümmii Rurnan geldi, ben salıngaç üzerinde bulunuyordum; beni kadınlara teslim etti; şeklinde rivayet etti. (Ve kadınlar) beni alıp götürdüler. Rasûlullah (s.a.) benimle zifafa girdi. Ben o sırada dokuz yaşımda idim. (Annem Ümmü Rûman beni salıngaçtan indirdiği zaman) beni kapının yanına durdurdu. (Bense salıngaca bine bine iyice nefesim kesildiğinden) hih, hih (diye zorla nefes alı)yordum. (Nihayet bu yorgunluğum geçince beni tutup kadınlara teslim etti.)
-Boşanmış kadınlar üç kur (üç ay hali müddeti) kendi kendilerine beklerler (hamile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah'a ve yevm'il âhire îmân ediyorlarsa, rahimlerinde Allah'ın yaratmış olduğu şeyi gizlemeleri onlar için helâl olmaz. Şâyet onların kocaları barışmak (arayı düzeltmek) isterlerse, bu (bekleme süresi) içinde onlara tekrar geri dönmeye (başkasından) daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin, kadınları üzerinde (hakları) olduğu gibi, kadınların da erkekleri üzerinde maruf (hakları) vardır. Erkeklerin, kadınların üzerindeki (hakkı) bir derece daha üstündür. Ve Allah, Azîz'dir, Hakîm'dir. bakara228
- Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. bakara282
-ibni Hacer El Heytemi 2/121; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/239
Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese, yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.
yukarıda belirtilen kaynakları inkar etmek kuranı ve sünneti inkar etmek anlamına gelir. bunları inkar edenlerse mürted olur. yani güzel kardeşim aslında kendi kendini inkar ediyorsun.