jagten

entry44 galeri
    10.
  1. çok sıradan basit bir olay aslında filmin anlattığı. laf arasında duysanız üzerinde düşünmeden yaftayı yapıştıracağınız cinsten. avrupa sinemasına da ilgili biri olarak hayli zamandır izlemeyi kafama koyup bir türlü fırsat bulamadığım, izlemenin bugüne nasip olduğu film.

    --spoiler--

    ince düşünen kolay kolay kimseye şöyledir, böyledir demeyen biriyim. bu filmde dünya üzerinde en çok nefret ettiğim kıt kafalı, insanları kolayca yaftalayabilen tiplerden bolca vardı. bazıları şüpheye düşse de toplum psikolojisine uyup " çamur atıp iz bıraktıran " insanlar. hepsine lanet okudum film boyunca. masum, günahsız, içine kapanık bi adamın hayatı nasıl sikilip atılır ortaya koydular. çok da zor değil yani; sonuçta film boyunca gördüklerimiz hayatta kolaylıkla karşımıza çıkabilecek cisten.

    masumiyetini kanıtlayamayan hatta bunun için çabalayamayan lucas'ı gördükçe içiniz parça parça oluyor film boyu. mads mikkelsen'in oyunculuğunu tartışmaya gerek duymuyorum ki adam hissederek oynamış ve bizlere de hissettiriyor o psikolojiyi, helal olsun.

    masumiyet demişken yıllardır yakın çevremde barım barım bağırdığım lakin kimseyi inandıramadığım "çocuklar masum değildir" sözünü kanıtlar nitelikte bu film. kızın iki lafıyla adamın dünyası mahvoldu ama o kız masum öyle mi? yerim öyle masumiyeti. çocukken kardeşimle bir çok kavgamızda "şöyle dedi, böyle yaptı" iftiralarından sonra anladım ben çocukların masum olmadığını. kafalarına ne eserse söylüyorlar düşünmeden etmeden. yazık oldu lucas'a. çamur attılar izi kaldı.

    --spoiler--

    ilk kez bir film hakkında bu kadar uzun yazıyorum, ama gerçekten hakediyor. mutlaka izlenmeli, izlerken utanmalı film. 9/10.

    not: kilise sahnesi gözlerde buğulanmaya sebep olabilir.
    4 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük