Unutamadığım, içimin yağlarını eriten bir dershane. 1 ayım geçmişti burada; babamın, "Sen onlarla geçinemezsin, yapma etme, başka bir yere verelim seni..." ısrarına rağmen heyecan aradım. O 1 aydan sonra da zaten Daha fazla duramazdım.
Ateisttim ve her sabah "Mübarek namaza gelmiyon mu?" bağırtılarıyla uyanırdım. 4-5 gün sonunda canıma tak etti ve birkaç kişiyi köşeye çekerek konuştum. Benim bir dinim olmadığını, onlara ayak uydurmak zorunda olmadığımı söyledim ve yüzleri değişti. Birkaç gün geçti, heyecanla beklediğim reisleri geldi çıktı. Kurbanlık öküz gibi bir adamdı zat-ı alîleri ama gönlüm elvermedi onun o mezbahada telef olmasına. O gece sabaha kadar güzel fikir alışverişleri oldu ve adamlar düşünmeye başladılar; iki ayak üzerine doğruldular. Şimdi o tanıdıklarımın hepsi birer ateist.
Demem odur ki, bir kıvılcıma bakar. Ne demiş Voltaire: "Aklın günü yaklaşıyor, korkunuz."