Başlarda yok yav ayıptır falan dedim olmadı, nasılsa bizim bu salak kızı bırakır dedim yemedi. Doluya koydum almadı, başa koydum dolmadı. ilişkilerinin başladığı dönemlerde "yav kanka hele bak be yazmış" deyip kızın mesajını okurtuğunda bu kızın sikilmekten başka işe yaramayacağını düşünmüş ama söylememiştim.
Sms (Ben senin bildiğin kızlardan değilim)
Neyse efendim bu iki salak canlı bir şekilde sevgili oldular. Artık mesajlar telefonlar vs. Hoş bunların hepsi boş. Kız vermeye gönüllü oldu mu artık erkek ne yazarsa yazsın o iş oluyor. Demek ki boşluğuna bizim arkadaş denk geldiyse...
Adı sevgi'ydi. Lan zaten ne orospuluk çıkarsa bu başında s ismi olanlardan çıkıyor. (Bu başka bir yazının konusu olsun). Öyle çok albenisi olan bir tipi yoktu. Saçının rengine bir türlü karar verememiş, zerre kadınsı olmayan converse ayakkabı giyen, beş liralık parfüm kullanan, ayak bilekleri ince, kol kıllarını alan, sadece tek kulağına uzun küpeler takan, sigarayı hızlı içen, ojelerine dikkat eden, çok güzel fransızca konuşan, ben bilmem eşim bilir i bayılarak izleyen, ayak baş parmağı fazlaca büyük olan, bize geldiği zamanlar tanga giydiğinden çamaşırı belli olmayan, güzel kahve yapan kız.
Klasik hikaye işte. gecenin bir saatine kadar oturmalar. Sonra odalarına geçmeler, yirmi dakika sonra arkadaşın çıkıp tuvalete geçmesi, arsından kızın çıkıp aynı şeyi yapması ve nihatetinde uyku tutmadı da demeler vs vs.
işte tam o uyku tutmadı gecelerin birinde film izlerken arkadaş sızdı. Çocuğun uyumuş olmasının üstünden yarım saat geçmesine karşın sevgi onun üstüne bir şey örtmeyi düşünmemişti. Bakın eğer bir kadın siz uyuduğunuzda üstünüzü örtmüyorsa sizi kesinlikle sevmiyordur. Annenizi hatırlayın...
Pek sohbet ettiğim bir kız değildi. Hoş zaten kızlarla sohbet etmekten pek hazzetmem. Ne konuşayım amk. Öyle ki sigarandan bir tane alabilir miyim demeden alamadı. Tabii dedim. Ateşi uzatırken, hep aynı sürede boşalmayı nasıl beceriyorsunuz dedim. Nasıl diye sordu. Şaşırmıştı, ki yoksa soru gayet açıktı. Hep buraya geliyorsun, sevişiyorsunuz, hatta sevişirken ses çıkarmamak için elini ağzına bastırıyor, sonra çıkıyorsunuz. Hepsi üç yasmin levy şarkısında olup bitiyor. Hep aynı süre. Gülümsedi. (Gülümseyeceğine o kadar emindim ki) elini ağzıma tutmuyor. Çünkü ses çıkaracak kadar coşamıyoruz diye ekledi. Vakın bir a harfi çok şey anlatır. Çoşmuyoruz değil coşamıyoruz.
Bu yakın sohbetten yüz almış olacak ki bu sefer sormadan sigaramdan aldı. Bu son olsun dedim, bir tane daha içersen sevişmemiz gerekir dedim. Gülümsedi. (Gülümseyeceğini biliyordum) aldığı sigaradan tek nefes çekip söndürdü ve bir tane daha yakarak odama gitti.
Hayvanlık etmedim tabii. Önce arkadaşın üstünü örttüm. Severim sonuçta. Bir sigara yakıp odama doğru ilerledim. Kapıya kaklaşırken tüm kıyafetlerimi çıkarıp sepete fırlattım. Yatağın kenarında oturuyordu. Tek Ayağımı yatağın üstüne koyup saçlarına avuçladım. Ağzı sıcaktı ve dikini gerçekten iyi kullanıyordu. Bir kadının ağzına sokarken sigara içmek gibi garip bir keyif vardı. Sigaranın sonuna kadar bekledim, sonuna kadar yaladı.
Bazen seks bir erkek için intikama dönüşür. Acı çektirmek istersin. Tüm kadınlığını parçalarcasına sikmek. Ayağımla göğsünden itip yatağa uzattığım kadın için içimden geçen tam da buydu. Etini yüzer gibi, derisini olduğu yerden sökmek istercesine sokmaya başladım. Çığlığını duyana kadar tüm bedenimi içine sokmak istercesine kökledim inleneleri bağırtıya dönüştü. Siksen uyanmaz bir uykuya sahip arkadaşım uyansa kıza tecavğz ediyorum sanacak şekildeydik. Kaçmaya çalışıyor ama bir yandan bedenini var gücüyle kasıklarıma iten kız titreyerek boşaldı. Durdum. Kal dedi. Çıkardım. Sevmediğim bir kadının içinde kalmamak gibi bir prensibim vardı. Sen boşalmadın dedi. Cevap vermeden banyoya gitmek için kalktım. Geri dönüp o converse ayakkabılardan kurtul dedim.
Bunların ilişkileri bir zaman daha sürdü. Artık sevişirken seslerini duyuyordum. Sevgi bir daha converse giymedi, ben onu bir daha sikmedim.
