elbet yönetecek biri bulunurdu belki savaşları da kazanırdı ama ne pahasına. ne kadarlık ilave kayıpla?
hadi savaş kazanıldı diyelim ama cumhuriyet devrimlerinin ne kadarı yapılabilirdi?
bir anekdotu aktarayım.
büyük taarruz öncesi komutanlar stratejik bir yerde mevzi oluşturur. atatürk teftiş ederken mevzinin daha geriye alınmasını emreder. birliğin komutanı denileni yapar ama içi kemiriyordur atanın yanına gider. bulundukların yerin stratejik bir yer olduğunu, düşmanın durdurmak için avantajlı olduğunu vs anlatırken atatürk bir soru sorar.
"sen öğle sonları burada rüzgarın hangi yönden ne kadar biz hızla estiğini bilir misin çocuk?"
komutan cevap veremez.
muharebe sırasında atatürk'ün dediği gibi şiddetli bir rüzgar çıkar ve göz gözü görmez. eğer mevziler değiştirilmemiş olsa idi türk askerinin çok kayıp vereceği komutanlarca anlaşılır.
atatürk savaş konusunda bir dahi idi.
bunu düşmanları bile vurgulamıştır.
ulaştığı makam ve mevkilerde asker olmasının büyük önemi olmasına rağmen savaşa karşıydı. "Savaş kaçınılmaz olmalıdır; bir ulusun hayatı söz konusu olmadıkça savaş bir cinayettir" derdi.
şimdiki gibi kantinde askerlik yapıp "3 saatte şam'a varırız" fantezisi kuranlardan değildi!
edit: Yıl 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der:"Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim. Askerlik dehasıyla insanlık idealini O'nun kadar nefsinde birleştirmiş bir adam tanımıyorum."
---
bu söz de benden gelsin.
vatan topraklarımız çok bereketlidir. burada türlü güzelliklerin yetiştiği gibi hainler de fazlaca yetişir!