Babasının hikâyesini öğrendiğim anda farklı bir yere oturttuğum, profesyonel katillerce katledilen "insan". insanlar - neye inandığı, savunduğu önemli değil- öldürülüyor ve birileri alkış tutarken birileri gözyaşları döküyor. Bir insanı sevmek nefretle mi beslenir? Sevgiyle nefretin birbirine böyle karışması doğal mıdır? Ya sevmelerimiz sorunlu ya da nefretlerimiz... Bence bizler bir şeyi sevmiyoruz; aksine her şeyden nefret eder hale getirilirdik! Sevgi başlığı altında birer malzeme, eşya olmaktan öteye gidemedik. "Haklı olmak" bunca ölülerin olduğu bir yerde çok mu önemli? Ya o ölülerin haksızca öldürülmeleri? Ethem veya başkası hiç önemli değil, insanlar ölüyor, öldürülüyor. Ve salt particilik adına insanlar "terörist" ilan ediliyor. Burada asıl terörizm bence "insan olmak" denilen olgunun ta kendisidir!
Ethem unutulmadı, unutulmayacak... Onu yoldaşım ve kardeşim olduğu için değil insan olduğu için seviyorum!