"k a l s ı n e l i m d e e l i n d ö n m e d i g ü v e r c i n i m
erken uyanmış efkâr
birkaç bin çocukla çizmiş şafağı
sükût körüğünün gayreti simyadaki ahker
sevmiyor içimdeki saki bu parıltıyı
korkmadan geçiriyorum ayaklarıma
almak için döneceğin terlikleri
sırtımdayken bu kontrpiye umut
işçi marşı gibi gıcırdıyor sokak kapısı
tehirliyor kapa parantezi
bütün yalanların güneşle uzlaştığı bir sabah
devrilmesin diye üzerine bir çift göz
etse etse ne eder bir çift göze
bir ölümlüye göre fazla telaşlı
yürüyorsun ağzında longplay bir küfür
karanlık öpüşlere hazırlıyor dilin kalbini
ölçüsü kaçmış bir rubai ile flörtlüsün
gitmesen tanrı ile konuşacaktım
bir göz daha çizerdi belki yüzüne
soyunup inerdin o zaman
olasılıkları gömdüğüm mahzene
içindeki kabzı öpen akrebe hükmün yok
bir samıtın avazı ile bir çift göz
etse etse ne eder bir çift göze
yağmur da iyelik eki alırmış
ağaçların uğultusunu yormadan rüzgâra
suretsiz konuşan aynalar, a priori
inandım kederimle yamadığım sandalın
kıyısı olan herhangi bir yere yanaştığına
kaybetmek:
ruhumun idraksiz ısrarı
şuurumun kadim dostu
kalbimin ipek örtüsü
neresinden yırtmalı bu şehri şimdi
k a l s ı n e l i m d e e l i m d ö n m e y e c e k g ü v e r c i n i m"