yanlızlık her insanın başına gelmiş, geldiğinde bazen ders alınmış bazende kader denilerek savılmıştır.
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsaydı yalnızlık olmazdı... Yalnız olmak, yalın, tek olmak. Peki kalabalıklar arasında yaşandığı söylenen yalnızlıklar? Onlar bir anlamda paylaşılmıyor mu diğer yalnızlarla... Demek ki yalnızlık tek bir kavramı, tek bir duyguyu içermiyor, içinden başka duygular, sorunlar çıkarabilmek olanaklı. "Yalnız yaşıyor". Bu cümleyi bir başka ülkede, örneğin ingiltere'de söylediğinizde, insanların akıllarına gelen, dingin, başarmış biridir. Oysa bizim ülkemizde veya benzer özellikteki ülkelerinde söylendiğinde "vah vah" eklenmese de, siz o tınıyı alırsınız. Kalabalıklara doğan, kalabalıklarla yaşayan toplumlarda kesinlikle bir sorunken yalnızlık, batılı birçok toplumda bireyselleşmeyi, kendine yetebilmeyi anımsatır. Toplumsal özelliklerimiz yalnızlığımızın anlamlarını etkiliyor. Ve yalnızlık üzerine her türlü edebiyatın bu denli yoğun olması da bundan doğuyor belkide. Sonuç: Korkumuz yalnız kalmak, tehdidimiz ise yalnız bırakmak.
yanlız kalınığında yapılacak en güzel şey ise ;erkin koray'ın parçasını dinlemek
Bir ben miyim perişan
Gecenin karanlığında
yosun tuttu gözlerim
Yalnızlar rıhtımında
Bütün gece ağladım
Dalgalar kucağında
Yosun tuttu gözlerim
Yalnızlar rıhtımında
Bir beni mi unuttular
Uçup gitti martılar
Geceler ben ve deniz
Yalnızlar rıhtımında