muhafazakar demokrat

entry39 galeri
    36.
  1. Modern çağda toplum, modernitenin ve onun karşıtı olarak konumlanan muhafazakârlığın yaratmış olduğu gerilim sonucunda varlık bulmuştur. Karşıt olarak gösterilen modernite-muhafazakarlık ilişkisi daha çok paradoksal bir mahiyet gösterir. Zira muhafazakârlık, Aydınlanmanın alt yapısını oluşturduğu modernliğe karşıt bir hareket olma özelliği arz eder. Yani muhafazakârlık, Fransız Devrimi'nin alameti farikasını teşkil ettiği 'militan aydınlanmacılık' uğraşısını aşan Modernizmin zıttı değil, sürekli refakatçisidir. muhafazakârlığın, modernlik içerisinde sürekli kendini kurgulayarak ve yeni ile hesaplaşarak var olmasını ya da görünür hâle gelmesini sağlamaktadır.

    hal böyle iken Muhafazakârlığın genel ilkelerinden hareketle oluşturulmaya çalışılan "Muhafazakar Demokrat" kimliğinin ortaya konmaya çalışılan ilkeleri, kimi çevrelerce bir arada bulunması çelişki olarak görülen muhafazakarlık ile demokrasinin sentezinden elde edilmeye çalışılmaktadır.

    recep tayyip Erdoğan 2004 yılında verdiği bir beyanatında şunları söylemiştir;

    "AKP, körü körüne geleneği veya modern olanı reddetmek yerine, yeni bir senteze varılması gerektiğini düşünmektedir. Yerelliği savunmak, evrenselliği ret anlamına gelmemeli, yerellik de kendisini çatışmacı bir mutlakiyetçiliğe dönüştürmemelidir."

    Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, AKP muhafazakârlığın olumsuz gördüğü modernlik, evrensellik vb. kavramları da benimsemekte, bunları karşıtları ile birlikte sahiplenmektedir. Aslında bu pragmatist yaklaşım çelişki barındırıyor gibi görünse de, muhafazakârlığın ruhuna uygun bir tutumdur.

    ülkemizde, AKP'nin kurulma çalışmaları ile birlikte gündeme gelen siyasal kimlik arayışları, partinin iktidara gelmesiyle de artarak devam etmiştir. AKP'nin kimlik arayışında belki de en önemli etken, kendilerinin geldikleri taban olan "Milli Görüş" ün devamı olmakla suçlanmalarıdır. işte! tam da bu yüzden, Millî Görüşçülüğün getirdiği tavırdan sıyrılıp yeni kimlik tanımlamasına gitme ihtiyacı duyduklarını düşünebiliriz.

    her ne kadar AKP, programında da açıkça görüleceği gibi kendisini "Muhafazakâr Demokrat" kimlikle tanıtmaya çalışsa, bu yolla hem uluslararası kamuoyunda hem de içeride kendisini rahatlatsa ve seçmen yelpazesini olabildiğince genişletme imkanı bulsa da, kamuoyunda yapılan anket çalışmalarının verilerine göre kendi seçmeninin tamamına yakın bölümü AKP'yi "Müslüman Demokrat" olarak tanımlamaktadır.

    erdoğan, bir diğer beyanatında ise şunları söylemiştir;

    "Muhafazakâr Demokrat kimliğimiz, her türlü toplumsal ve siyasal mühendisliğe karşıdır."

    Söylem bu şekilde olsa da, aslında "Muhafazakâr Demokrat" kimlik adlandırması ve bu kimliğin sistematik bir düşünce bütünü haline getirilme çabalarının bir toplumsal ve siyasal dönüştürme, diğer bir deyimle bir toplum mühendisliği çalışması olduğu ortadadır.

    Batılı muhafazakârlar ve Türk muhafazakârları geleneğe ve kültüre büyük önem verirler. Geleneğin ve kültürün korunması için toplumun ve devletin ciddî tedbirler almasını isterler. aile yapısını ve bireylerinin kuvvetli bağlarını önemserler, kürtaj ve eşcinselliğe bakış açıları aynı cizgide olmasa dahi birbirine paraleldir. genel ahlak kurallarının bozulmasına ve yozlaşmasına müsaade etmezler. AKP'liler de geleneğe ve kültüre önem vermektedirler, ancak onların gelenek ve kültür anlayışında dinsel motif ve içerikler batılı muhafazakarlara kıyasen daha baskındır.

    Kendilerini Muhafazakâr Demokrat olarak tanımlayan AKP'liler ile, Türk Muhafazakârlarını karşılaştırdığımızda; her ikisinde de islâmcı ve milliyetçi vurgu belirgin olmasına karşın, AKP'liler de islâmcı vurgunun hem daha fazla, hem de çok daha derin olduğunu görmekteyiz. Bu gerçeklik, onların "Muhafazakârlıktan" çok, "islâmcı Muhafazakâr" sınıflamaya daha yakın durduklarını göstermektedir. kaldı ki batılı ülkelerin tamamına yakın bölümü de akp'yi "ılımlı islam partisi" veya "müslüman demokrat parti" olarak sınıflandırmakta, akp için "muhafazakar demokrat" tanımlaması hiç kullanılmamaktadır.

    bazı siyaset bilimcilerin üzerine basa basa vurguladıkları gibi akp'nin mevcut çabası; Teoriden pratiğe dönük değil, pratikten çıkarsanan bir teorileşme çabası olarak "Muhafazakâr Demokrat" kimliğinin adlandırılması ve oluşturulması, "istim arkadan gelir" mantığının bir yansıması izlenimi vermektedir.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük