sevmek için yaşanmışlıkların gerektiği şehir. "gittim, şöyle bir gezdim ve hiç sevmedim" derseniz geçerli sayılamaz. yaşayacaksınız bu şehirde. sokaklarında sevgilinizle el ele gezeceksiniz. bir barı mesken edinecek, çalışanlarla sağlam dostluklar kuracak, yeri geldiğinde mekanın kalabalıklığı nedeni ile müşteri değil çalışan olacaksınız. gece metroyu kaçıracak, taksiciyle pazarlık yapacaksınız. canınız sıkılacak, tunalıya yürüyecek, aracınız varsa park caddesini kolaçan edeceksiniz. oradan ayrılmak zorunda kaldığınızda, geri dönüp arayabileceğiniz, eski günleri yad edeceğiniz arkadaşlarınız olacak. soğuğunda üşüyecek, sıcağında kavrulacaksınız. kat kat giyinmeyi öğreneceksiniz. sabah buz gibi havada sokağa çıkıp, öğlen kısa kollu üst ile gezmeyi öğreneceksiniz. kahvaltı için çatı'ya, ders çalışmak için bilkent kütüphanesi'ne gidecek, ulus'ta eski meclisi, mustafa kemal atatürk heykelini ziyaret edip duygulanacaksınız. anıttepe'nin ferah sokaklarında yürüyüp, ata'nın huzurunda ağlayacaksınız. yoksa "denizi bile yok" fasa fiso...