dünkü söylemlerine harfiyen katıldığım hatta altına imzamı attığım ödp eş genel başkanı.
meclise türbanlı vekillerin girmesiyle ilgili olarak hatta genel olarak kamuda türban yasakçılığını savunmadığını ifade etmesine rağmen örtünmenin de kadınları özgürleştirmeyeceğini ifadelemiştir. yani kadının saç teli göründü diye erkekler ondan tahrik oluyor mantığıyla (mantıksızlığıyla) kadınların örtündüğü bir türkiye'nin özgür bir ülke olmayacağını net olarak söylemiştir. benim için de mühim olan bu tümcelerdi zaten. tamam yasakçılık doğru değil. fakat örtünmek özgürleştirmez. bunun altını koyu kalemle çizmek gerek. zaten zihniyet anlamında kadını ikincilleştiren bu sakat yapının özgürlükten anladığı şeyin sadece kendi çıkarlarına özgürlük olduğu rahatça anlaşılabiliyor. evet türbana özgürlük tamam. kamuda, devlet dairesinde vs.! peki neden küpeli hoca sen gay misin suçlamalarına maruz kalıyor? hani mini etekli hocamıza bir gözdağı vermek neyin nesidir? o zaman şu çıkıyor? senin özgürlük anlayışın kendine açtığın yolda yürümek. kendi çıkarını ziyadesiyle devam ettirmek için güzide bi araç. ama sen herkese, her şeye özgürlük diyebilecek ne kudrettesin ne de akil olgunluktasın.
alper taş, konuyu eksik bırakmayıp iki taraflı değerlediği için takdiri hak ediyor.