"Hem özgür, hem zincire vurulmuş gibi hissediyordum kendimi -insanın kendini seçim öncesinde hissettiği gibi, sahtekârlardan oluşmuş bir listeden doğru adamı seçmeye çalışırmış gibi. Irgat gibi hissettim, elinden her iş gelen biri gibi, bir avcı gibi, serseri gibi, kürek mahkumu gibi, pedagog gibi, solucan gibi, bit gibi. Özgürdüm ama kollarıma ve bacaklarıma kelepçe vurulmuştu. Cebinde bedava yemek kuponu olan demokratik bir insandım ama hareket kabiliyetim yoktu, sesim yoktu. Tahtaya çakılmış bir deniz anası gibi hissediyordum."