Olmaz Olamaz Çünkü, bu açılım, Kürtlerin Türk Açılımı filan değildir imralıdan çizilen yol haritası da, Strateji değil, sadece ve sadece yeni bir Taktikten ibarettir.
Hatırlayacaksınız, Ağustos ayında BDPye yönelik bir yazı yazmıştım. Son derece iyi niyetli bir çağrı yaparak bir dileğimi dillendirmiştim. Diğer tarafın bir türlü beceremediği Dönemsel siyasal konjonktürü gözeterek yüzüne gözüne bulaştırdığı stratejiyi, nüans farkıyla ben üstlenirdim, Türk Açılımı yapar Ülkeme sahip çıkardım demiştim.
Açıldılar Ne var ki, bana göre beklenen açılım olmadı bu. Olamadı çünkü, HDP (Halkların Demokratik Partisi), imralıdan gelen bir direktif ile kuruldu. Üstüne üstlük, Abdullah Öcalan, Mahirin emanetini teslim ediyorum diye son derece talihsiz bir mesaj verdi.
Mahir Çayanın söyledikleriyle BDPnin yaptıkları arasında hiçbir ilgi yoktur. En önemlisi, kişilik olarak da Abdullah Öcalan ile Mahir Çayan arasında bir paralellik görmek, körlükten de beter bir gaflettir.
SONUÇ DEĞiL YOL ÖNEMLi
Bir Kazak şair var, adı Abay ibrahim Kunanbayev. Aslında Türkiyede hiç bilinmeyen bu şairin iki dizesi, bu olayı en güzel şekilde özetliyor: insanın erdemi, amacına ulaşıp ulaşamaması ile değil / Amacına hangi yoldan gittiği ile ölçülmelidir!
Başarılı olsun veya olmasın Beğenin veya beğenmeyin, objektif bir analizde ortaya çıkar kriterler son derece nettir:
Mahir Çayanın mücadelesi, her şeyi ile uluslararası emperyalizme karşıdır. Ve Mahir Çayan, kendi ölçüleri ve kapasitesi çerçevesinde bu mücadelesini Türkiyede vermiştir. Mahir Çayan, ibrenin tamamen aleyhine döndüğü son aşamalarda bile Türkiyeyi terk etmemiştir..
Abdullah Öcalan ise bu açıdan tamamen zıt mı zıt bir örnektir. Çünkü, işin en başından bu yana PKK, son derece ciddi bir yurtdışı desteği alarak faaliyet göstermiştir. Faaliyetleri, tamamen yurtdışı merkezler tarafından koordine edilmiştir. Öcalan, taktik olarak başat güçlerin güdümünde politikalar izlemiştir. Kimi zaman ABD ile anlaştığı Kimi zaman ingiltereden destek gördüğü Bazen doğrudan Almanyanın Orta Doğudaki uzantısı olarak eylemde bulunduğu israil ile işbirliği yaptığı gözlemlenmiş, belgelenmiştir.
"DOWN SENDROMUYLA" DOĞUM
BDP, PKKnın ve dolayısıyla Abdullah Öcalanın vesayetinden bir türlü kurtulamamış ve bu yüzden de bir türlü bütün Türkiyenin partisi olamamıştır. Yeni kurulan HDP de, daha ilk adımında bu vesayetin tescili ile adım atmıştır politika platformuna.
Bu hüzün verici bir durumdur. HDP, bile bile Down Sendromu ile dünyaya gelmeyi kabul etmiş bir parti olmuştur. Politik arenadaki tarama ve teşhis testlerini yok saymıştır.
PKKnın ateşinden, Öcalanla sürekli temastan, anti-demokrat alışkanlıklarına demokrat masaj yapma çabasından, Kandilin getirdiği stresten bir türlü kendilerini kurtaramamıştır HDPli kurucular. Aynen BDP gibi.
Öcalanın söylemleri küf tutmuştur. Tıp şöyle der: Bozulmuş yemeklerde bulunan küf, plasentadan bebeğe geçer. Bu da bebeğin kromozomlarında kötü etki yaratır. Halit Kakınç
--spoiler--