lakin cumhuriyeti demokratik olmamıştır, olamamıştır; belki de şartlar öyle gerektirmiştir. gerçi ben şeytanın avukatlığını yapmayı severim, belki biraz bunu yapmak gerekiyor şu entry'de.
1908'deki osmanlı devri ikinci meşrutiyeti üzerine inceleme yaparsanız, 1960'lara kadar olan türkiye cumhuriyeti rejiminden fersah fersah ileride bir siyasî çok seslilik ve sosyal hayat görürsünüz. ikinci abdülhamid'in zorunlu 'istibdad' rejiminde bile, bernard lewis'in osmanlı kütüphanesine aktarılan ve dilimize çevrilen şark ile garp eserlerini neşrettiği listesinde görüleceği üzere, müthiş bir kültürel hareket vardır. bunları maalesef mustafa kemal paşa döneminde göremeyiz.
cumhuriyet nasıl ilan edildi? paşalar toplandılar ve mustafa kemal ''yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz'' dedi, nutuk'ta ifade edildiği şekilde bu bir ''oldubitti'' idi. falih rıfkı atay'ın çankaya'sında ise ''diktatörlük''tü. burada diktatörlüğü kötü anlamda kullanmıyor rıfkı atay, roma imparatorluğunun mutlakıyetinin cumhuriyete sıçramış hali olarak ele alınıyor. zaten gazi paşa da ''bizim demokrasi ile alakamız yoktur'' diyerek bu noktaya parmak basıyor.
zira kendisi aynı anda: mareşal, ordu başkomutanı, meclis başkanı, kendi meclis grubunun lideri iken; cumhuriyet rejiminde bunları daha da güçlendiriyordu: reis-i cumhur ve cumhuriyet halk fırkasının genel başkanı oluyordu.
kanımca mustafa kemal'in cumhuriyeti ilan etmesindeki amaç halka ''demokrasi'' getirmekten ziyade, kendi yetkilerini yepyeni bir rejimle daha da arttırıp, ülkeyi kendi istediği yöne göre reforma boğmaktı. ve günümüzde de bu anti demokratik cumhuriyet anlayışının getirdiği ideolojik 29 ekim bayramı, 'demokrasinin türkiyelilere bahşedildiği' mantığı ile kutlanmaktadır.
mustafa kemal'in amacı demokrasi değildi ki... nitekim kendisi şöyle diyordu:
--spoiler--
''Efendiler, bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet değildir, sosyalist bir hükûmet değildir ve gerçekten kitaplardaki hükûmetlerin, islâmî niteliği bakımından, hiç birine benzemeyen bir hükûmettir'' (Aralık 1921, S.D. II)
--spoiler--
ve hazret, osmanlı padişahlarını ölene kadar tahtta oturmakla eleştirirken, kendisi de ölene kadar cumhurbaşkanlığı yaptı...
not: bu entry'i özellikle eleştirmek için girmediğimi belirtmem lazım. ben de demokratik bir insan değilim zaten. ama 'demokrasi' kelimesinden mustafa kemal hoşlanmazdı bile. onun için 29 ekim bayramının ulusalcı/kemalist söylemlerle kutlanması normaldir.