Yanlıştır tutumdur. Aksine bilim kendini sürekli sorgulamakta ve bu sebeple gelişmekte ve ilerlemektedir. Bilimin kendi doğasında ilk kendini sorgulaması yatar ve bu sayede adım adım ilerler. Din olayına gelince işte orada asıl ipler geriliyor. Asıl sorgulanması gereken aslında dindir. Sorgulamaya her daim açık olmalı ki sebep sonuç ilikisi kavransın, dinin kurallarının ve yasalarının neden ve hangi sebeple zorunluluk haline geldiği, akıllara ve beyinlere temiz bir şekilde yatsın. Kuran ayetlerini incelediğimizde de çoğu ayetin ardından allah sebebini açıklamış ve bazı ayetleri çifter çifter tekrarlamıştır. Sebebi "anlayasınız" diyedir. ayrılığa düşülmesin diyedir. Demek ki ayetler ve hükümler de sorgulanabilir sorguladıkça dinin saflığı ortaya çıkar. Düşünme ve muhakeme güdüsünü veren allah, bunu kullanılsın diye vermiştir. Düşünmeden yargılayıp sorgulamadan kabullenilen inanışın,allah nezdinde de pek kıymeti olmayacağı aşikardır. bu böyle olmasa, formatlanmış hayvanlardan bir farkımız olmazdı. Sorgulamayı reddeden ve hatta bunu günaha girmekle ve hatta dinden çıkmakla açıklamaya çalışan güruhlar, dini çıkarları doğrultusunda kullanmayı amel haline getirmiş ve bu fikir yapısında olan cahil toplumlar peydah etmişlerdir. Bu konu " kuran ın arapçadan başka dillerde anlaşılamayacağı anlamının bozulacağı" yalanına kadar gider dayanır. inançsız bireylerin bütün vebali işte bu sorgulamayı bırak, inanacağınız dinin kurallarını bile bizden öğreniceksiniz dayatmasını yapan zihniyetindir.işte bilime ve yeniliğe düşman yobaz ve cahil toplum bu şekilde yaratılıyor. Müslümsn milletlerin çektiği bütün sıkıntılar bu sebepledir.