ben sana il birincisi olamazsın demedim, bu gidişle öküz olursun, dedim. öküz!
artistin, magandanın,kılın tekiydin. çalıştın, çabaladın ilçe birincisi ve hatta il birincisi oldun. her yerde bilgiç bilgiç konuştun durdun yıllarca. benden dört yaş ufak olmana rağmen öyle bir konuştun ki yıllarca seni otuz yaşında zannettiler. büyümüş de büzümüşsün. kıskançlık değil bu; ama seni hiç sevmedim. babanı zaten sevmezdim.
şimdi (... ) üniversitesini kazanmışsın, her yerde de senin reklamın. aferin sana. haydi tebrikler, hayırlı başarılar. bense üniversiteyi bitirme yolunda ilerliyorum yıllardır. ama bir dakika! sen nasıl konuşuyorsun öyle? sen sanki üniversiteyi bitirmişsin. hatta o üniversitenin rektörü olmuşsun. her şeyi de biliyorsun. gel seni cumhurbaşkanı falan yapalım, rektörlük yetmez sana; o bilgiçlikle sen corç puşt bile olursun.
sen liseyi bitirdin, ehliyet alacaktın bir de değil mi? karga tulumba araç da kullanıyorsun. ehliyet kursuna sana nasıl yazacağını anlatayım ben; ne de olsa üç senedir ehliyet sahibiyiz, araç kullanıyoruz... ha pardon, sen onun da en iyisini biliyordun. hatta ben ehliyetimi alırken keşke sen bana araç sürmeyi öğretseydin.
sen bir oturuşta iki yetmişlik de deviriyordun. hatta iki yetmişliğin yanında iki tane de ellilik amcayı devirmişsin, öyle dediler. devril ulan karşımdan.
sanarsın ki herkes seni sever. ben sevmem. benim gibi kılın tekine denk gelme. adamı lafa boğarım ben.
-bilmemne üniversitesini kazanmış falancanın oğlu.
-ama kılın tekiydi. artistti. öküzdü.
-sen de kazan da sen de ol.
-sen de öküzsün.
-ama ben orayı kazanmadım.
-sen de doğal öküzsün, o da. hepiniz öküzsünüz.
hikayedeki yer ve kişilerin isimleri mevcut olmadığı için kimse hak iddia edemez. ne hakkı iddia edeceksiniz zaten? bu yazıyı ben şahken şahbaz olanlara adadım. onlar anca bunu hak ederler.