birtakım şeylere çok sinirlenmiş olan bir uzun yol şoförünün, burasına kadar geldiğini, bıçağın artık tümüyle kemiğe dayandığını, şoförlük mesleğinin başında görevi liyakatle yerine getiremeyeceği kanaatinde olan derviş günday'ın türkiye şoförler ve otomobilciler federasyonu başkanlığına aday olduğunu öğrendiği an koyduğu içten, sıcacık, hiçbir art niyet taşımayan saflıktaki tepkisi..
fakat her olayda bir samimiyetsizlik, her yaşananda bir şiraze kaçıklığı, her beyanda bir buzağı olduğuna dair görüşe haiz beyinler ne demek istediğini anlamaya gayret bile etmeden "ver ehliyetini o zaman" dediler.. ne var yani, hiç mi muhalif görüş olmayacak.. patangonya burası çünkü, nerede muhalif bir görüş var, vur ensesine sustur.. daha antidemokratik, daha çağdışı, daha tutucu, daha tahammülsüz bir başka "akça pakça parti" iktidarı var mıdır dünyada acaba.. tertemiz, o derece ki en ufak rüzgarda üstüne kapanılası, namus ciddiyetinde korunası..
yani şeytan diyor ki 100 şoförden 47'si bu kadar şirazeden çıkmışsa kırmızı ışıktır, kazadır, ambulans sirenidir, mıcırlı yoldur hiç dinlemeden uzaklaşabildiğin kadar uzaklaş, çekme ayağını gazdan.. böylesi trafik polislerinin olduğu bir sirkte yaşanmaz..