çok saçma bir anı ama az önce aklıma serpişti bir yerlerden. üç arkadaş oturuyoruz arka sıralarda bir yerlerde. aramızda ufaktan kaynaşma-çekinme problemleri olmasına rağmen birbirimize karşı saçmalamaktan kaçınmadığımız aşikar... teki şeriatçı takılıyor namaz falan kılıyor ama iddaa falan da oynuyor, o zamanın tiki boyu gibi bir şey ama şeriatçı damgası var işte adamda. kaka tipli cemaat abisi gibi. diğeri de serseri tipli bir arkadaşımız, sınıfta bir sürü güzel kız varken en tipsizleriyle uğraşan cibiliyetsizler olur ya hani. tipine bakarsın da bundan bir bok olmaz dersin ama sınıfta hiç kimsenin çözemediği tuhaf matematik sorusunu çözer o keko... hah işte tam ondan. ben de umarsızca yaşıyorum işte lan ne bekliyorsunuz... kısacası; saçmalamak için bir araya geliyorduk bazı zamanlar. nasıl oluyor bilmiyorum bir anda üçümüz yan yana gelmiş oluyorduk. hoca sınıfta olmasına rağmen ders boş olur ya hatırladın mı? hah işte o derslerden biriydi. sıraya güzelce oturmak varken sıraların tepesine çıkmış oturuyoruz yine. hani ders boş ya! hani biz özgür insanlarız ya! liseliyiz işte. konu zaten sürekli değişim içerisinde... tam o esnada ben cep telefonumla oynuyorum ve telefonu cebime koydum ama pantolonumun cebi yırtık olduğu için telefonum paçamdan aşağı çatırt diye düştü. adeta dizimde ve bileklerimde n73 hissettim. hay allah kahretsin dedim. o sıralar ağzım süt koktuğu için türkçe altyazılı küfrediyorum. sonra konu pantolon cebinden açıldı gitti. "okul pantolonu cebine ne konulabilir ki?" adında bir tez yazmak üzere idik. o sırada kaka tipli cemaat abisi arkadaşım cebinden bir tespih bir de çakı çıkardı. civss civss çat çat çat tuhaf hareketler yapıyor... fiyakalı fiyakalı bakışlar atıyor. diğeri de öküz kadar cüzdan çıkardı cebinden. sarı renkli deri cüzdan... nereden bulmuş bilmiyorum. cennet mahallesi setinden mi aşırmış muamma. sonra içini bi' açtı. dolar bile vardı. ama en çok tuhafıma giden bir adet prezervatif paketiydi. hayatımda ilk kez bir prezervatif paketini böylelikle görmüş oldum. ama ben onu ıslak mendil sanmıştım ilk başlarda. kamil koç'un dağıttığı kolonyalı mendillerden sandım ama onlar rahahaha diye gülüşünce ben de burada bir ibnelik var dedim ve öyle bir şeyler olduğunu anladım. çok zekiyim. herkes cebinden bir şeyler çıkardı masaya falan koydu işte. niye koyuyoruz onu ben de anlamadım. ben de yırtık olmayan cebime el attım. yenilmiş kek değil kekstra paketi çıktı amk. ne cüzdanım var, ne bi' çakım, ne bi' ayıp eşyam. bu ne lan dedim. işte o günden sonra okula tc kimliğimle gittim ama sadece tc kimliğimle. cüzdan almak için para vermek paradoksu üzerine parayonak akımlar türettim. bir yıl sonra da; babam bana ankara pazarından 5 liralık cüzdan aldı. ama ben ankara'da oturmuyorum. bunun neresi tuhaf diyebilirsiniz. evet. tuhaf olmadığı için tuhaf işte.