1990- bir sonbahar günü 45 gün erken doğarak ilk defa bir yerde uzun süre duramadığımi fark ettim.
hiç anne sütü emmediğim için bütün bebeklik evrem "milupa mama" ile gecti anneme hala "bende süt hakkın yok" diyerek takılsamda benim gibi bir adamı çekebildiği için hakkını ödeyemeyeceğimi bilirim. milupa mama evresi bana ilerde kocaman bir bünye olarak geri dondü.
1991- üzerinde inek resmi olmayan bütün sütleri "bu inek sütü değil" diyerek içmeyi istemedim.
1992- hayata ilk adımlar aptal saptal cümleler girdi.
1993- lunaparkta atlı karıncadan düşüp beyin travması geçirdim hala lunaparka gitmem.
1994- babam "eve gercek at almadı" diyerek 4 saat ağladığım günü içerisinde bulunduran yıldır.
akvaryumda bulunan balıkların sudan sıkıldığını düşünerek ilk katliamımı gerçekleştirdim, diğeri ise bir yıl sonra kavga ediyorlar diye ayırmaya çalıştığım 10 civciv...
1995- abantta kozalak atarak ürküttüğüm at, bir arabanın ön camını patlattı. 1 gün boyunca otel odasında "uslu çocuk" oldum.
1996- ilk kavgamı ana okulunda ettim. legolar gerçekten sert oyuncaklarmış, arkadaşımın başı yarıldığında fark ettim.
"küfür etme" diyen babaanneme "o sadece laf." diyerek ilk mantıklı açıklamamı yaptım.
1997- okula başladık, mavi önlük beyaz yaka ikilisini sevmedim ama okumaya ısındım.
1998- action man'ler kız kardeşimin barbie bebekleriyle evlenmeye başladıklarında aile kavramı yerleşti beynimde.
1999- mahalle maçlarında sertliğe gösterilen tolerans yüzünde kolum çatladı. yaz tatilim yalan oldu.
hayatımın ilk öpücüğünü evcilik oynadığım "merve" den aldım garip bir deneyimdi o zamanlar cazip gelmemişti.
2000- milenyum' a sünnetsiz girdim derken yazın yakalandım. narkoz'un etkisi geçtikten sonra "erkek olmak ne zor!" diye ağlarken hayatın içinde ki ironileri fark ettim.
2001- "beni mi seviyorsun damlayi mi?" sorusuna damla diye cevap verdim ilk tokatımı yedim.
sonra öğrendim ki bu sorunun cevabı her zaman "seni" diyerek başlar.
2002- bir sabah uyandığımda benimle bir şey daha uyandı. o yıl hayatımın en hijyenik yılıydı.
2003- bok varmış gibi sigaraya başladım. marifetmiş gibi hala aynı sigarayı içerim.
2004- lise "ben büyüdüm." nidalarıyla başladı. ne başarılı ne de başarısız bir yerde noktalandı.
2005- ilk sokak kavgası dayağımı yedim. 10 kişinin tek bir kişiye kız meselesi yüzünden dalıp 2 emanet diş almasını hep kınadım.
2006- en büyük askım başladı gerçi ben bunu daha sonra bir kaç kez daha tekrarladım.
2007- radyo-sinema tercihini yapmayarak yaptığım hatayı bir yıl daha dershane çilesi çekerek öğrendim.
bu esnada yaşadığım en uzun ilişkim, türk kadınının trip atarken 10 kaplan gücünde olduğunu gösterdi.
2008- üniversite yeni bir şehir ve yeni bir çevreyle başladı.
okul tiyatrosu'nda 2 oyunda 15 kez sahneye çıktım daha sonra amerikan futbolunun içimde ki hayvana yakıştığını düşünüp bıraktım.
ailemize bir alman çoban köpeği yavrusu katıldı ve ailemize katılıp "ölüm" nedeniyle aramızdan ayrılan diğer yavrularla aynı adı aldı.
"savaş."
2009- eve çıktım. "benim de evim var" nidaları atarken ev işlerinin ne kadar sıkıcı olduğunu anladığım yıl oldu.
2010- hazırlık okulunun ne kadar sıkıcı, reklamcılığın bir o kadar eğlenceli olduğunu öğrendiğim yıl oldu.
"savaş" güzellik yarışmasında türkiye 3.sü oldu, bulgar juri "köpekler sahibine benzer, kilolu biraz" diyerek beni bütün katılımcıların yanında ayar ettiği yıl oldu.
2011- atılım rhinos ile türkiye 1. lig şampiyonluğuna ulaştığım yıl.
2012- "uzun mesafe ilişkisi" kavramıyla tanışıp binlerce kilometre yol yaptım. okul bitince istanbul' a yerleşme kararı aldım ki daha fazla yol yapmayayım diye.
2013- takımımla 4. sezonda ikinci madalyamı aldım. okul bitti. ticarete başladım. en iyi mesleğin öğrencilik olduğuna bir kez daha ikna oldum. istanbul'a yerleşmedim. ilişkim bitti.