kozmolojik kanıt

entry9 galeri
    5.
  1. Kozmolojik Kanıt’ın felsefe tarihinde nereye kadar gittiği bilinmemektir, zira gerçekten çok temel bir çıkarıma dayanmaktadır. “Evrenin bir nedeni vardır ve bu neden de Tanrı olmalıdır.” Tanrı’nın varlığına dair ele alınması gereken argümanların içinde bana kalırsa en “dişli” olanıdır. Fakat en dişli olanın ikna edici olması diye bir kaide söz konusu değildir elbette.

    kanıt geleneksel olarak şu şekildedir:
    1. Her şeyin bir sebebi vardır.
    2. Hiçbir şey kendisinin sebebi olamaz.
    3. Öyleyse sebebi olan her şeye geçmişten gelen bir şey sebep olmuştur.
    4. Nedensellik zinciri zamanda sonsuza kadar devam edemez.
    5. Nedensellik zinciri sonsuza kadar gidemezse demek ki bir ilk sebep var olmalıdır.
    6. Tanrı, sebebi olmayan ilk sebep demektir.
    7. Demek ki Tanrı vardır.

    Bu argüman genelde “Kelam Kozmolojik argümanı” olarak bilinir.

    1. Her şeyin bir nedeni varsa, Tanrı neden buna dahil değildir? Ve yine her şeyin bir nedeni varsa tanrının “tanrısallığı” sürekli geriye giden yaratıcılar silsilesi yüzünden yok olmakta gibidir.
    2. Her şeyin bir nedeni olması gerekmiyorsa, evrenin nedensiz olmasının tanrının nedensiz olmasından daha “doğal” bir durum olduğunu düşünmeye ne sayesinde yöneliriz? Evren oldukça basit yapılardan ortaya çıkarak karmaşıklığa yürümüştür. Tanrı ise bir anda varsayılan ve evrenden çok daha kompleks olan “indirgenemeyecek” bir varlıktır. Dolayısıyla var olması, evrenden daha olasılık dışıdır. Çünkü doğal seçilim gibi ilkeler haricinde yaratan her zaman yaratandan daha “karmaşık”tır.
    3. Bir ilk sebep varsa bile (nedenselliğin geriye doğru gidişini çelişkili gören anlayışın geçerli olması için hiçbir sebep yoktur) bu ilk sebebin her şeyi bilme, tam anlamıyla iyi olma gibi tanrısal vasıflara sahip olması gerekli midir? ilk sebep tanrısal vasıflarla tanımlanması zorunlu bir şey olmayabilir.
    4. Kuramsal fizikçi Victor Stenger’in dediği üzere fizik yasaları zamanda simetriktir. Yani aslında zamanda ilerlediğiniz yönün önemi yoktur. Geriye bile gitseniz yasalar aynı şekilde işler. Bu olgunun bize sunduğu hoş gerçek, olguların “oluş sıraları” vardır. Bir çeşit “zamanda oluş sırası” ya da zamanın “başlangıcı” veya “sonu” belirlenemeyecektir.

    not: bloğumdan alıntıdır. işte belirttim alıntı olduğunu.
    6 ...