77.
-
Şiirlerini nick altında paylaşmaya devam eden yazar.
kimbilir
hangi günahın koynundan
gelirdin bana.
tenine sinmiş, şişko sarhoşların kokularıyla...
gözlerin dinamit gibi olurdu,
infilak tüterdi avuçlarında.
sen susardın!
ben sen olurdum kaçışlarımda.
sen benim çocukluğumdun.
sen benim;
kendime yolculuğumdun.
söyle!
hangi bahar yordu yüreğini?
hangi yalan,
yanlış sevdalara kandın?
o beyaz saflığınla.
şimdi yenilgilerimin galibisin.
ve öpünce geçmeyen acılarımın,
tek sahibisin.
baştan kaybedilmiş bir savaşın,
yaralı tutsaklarıydık biz.
sereserpe kalplerimiz
kan revan içinde...
kurşun atımı mesafelerden,
iskalıyorduk mutluluğu...
biz istasyona vardığımızda,
son tren çoktan kalkmış oluyordu...
ve geçmiş oluyorduk hep
köprüden önceki son çıkışları.
tahrik gücü yüksek bir kahkaha tınısı,
bir orta kulak ihtilafı,
sesinin beynimdeki farklı yankısı...
ve sen!
gelişine ayarlı saatlerim,
gece yarısına gelmeden.
kimbilir !
hangi günahın koynundan
gelirdin bana...
ucuz bir aşk romanının
silik kahramanlarıydık biz.
tebessümünü sargı bezi yapıyorduk
kanayan yaralarımıza...
ve karanlık kötü adamlar,
kapı çalma nezaketinden yoksun,
kötü niyetleri gözlerinden belli,
ansızın giriyordu rüyalarımıza...
geceye saplı o tuhaf karanlıkta,
titrek bir mum alevinde.
eritirken gençliğimizi
kaçak dokunuşlarımızın vurgunu
ürkek ellerimizle
korkarak açıyorduk perdelerimizi
şimdi bir kuralsız gidiştir sana düşen
yolun açık
bahtın kapalı
ben ortak acılarımızın
ortak hissesini
fazlasıyla ödedim
ama sen
sen ömrümün kayıp neşesi
sen her rüzgarda vurgun
bir liman fahişesi
söyle
hangi günahın koynundan
gelirdin bana
tenine sinmiş
şişko sarhoşların
kokularıyla...