Bu iki grubun aynı döneme denk gelmesi iyi mi olmuş kötü mü olmuş bilinmez ancak benim nazarımda Led Zeppelin karşıtlığı oluşturmuştur. Led Zeppelin'in bu piyasanın kaymağını yiyen grup olması belki de başlıca nedenidir bu nefretimin. Deep Purple dinlerken aldığım duygusal hazzı hiçbir zaman Led Zeppelin'de alamadım. Ne zaman bir buhran yaşasam imdadıma Deep Purple yetişirdi. Her enstrümanından gelen karşılıklı atışmalar içimde duygu çatışmasıyla vuku bulur duygusal eşiğe varırdım. Örneğin Led Zeppelin'de Jon Lord'un muazzam klavye soloları yoktur, bir Ritchie Blackmore yaratıcılığı yoktur, bir Ian Gillian child in time scream vocali yoktur. Hatta rivayet odur ki; bir deep purple konserinde child in time esnasında bir bayan hayranları güvenlik görevlisinin silahını alıp intihar etmiştir. O derece duygu ve anlam dolu parça yapabilen, konser verecekleri sahneleri yangında yanmalarına rağmen buradan bile şarkı üretmeyi başarabilen (bkz: smoke on the water) bir gruptur Deep Purple. Bu yüzdendir ki Hard Rock dendiğinde aklımda tek grup belirir, tabi ki Deep Purple. Grup üyeleri arasında yaşanan olumsuzluklar grubun kaderini çok etkilemiş bunun sonucunda bir çok kez dağılmalar meydana gelmiş. Fikrimce tarihin en iyi Hard rock kadrosu şu şekildedir. Jon Lord, Ritchie Blackmore, Ian Gillian, Ian Paice ve Roger Glover. Daha sonra steve morse un gitara geçmesiyle gitar odaklı bir grup haline geldi ve o eski ruhundan parça kaybetti. Ama ben her zaman o eski kadroyu bıkmadan dinleyeceğim. işte o güzide parçalarından birkaçı;