öğrenci olarak geliyorsanız, ilk sene de hazırlıksanız ya da 1. sınıf olunuz fark etmez keşfedebildiğiniz kadar keşfedin istanbulu. sonra vakit bulmak zor olur.
ilk taksimi öğrenir insan. güzeldir ama tıkılıp kalmamak gerekir. mesela bir tarihi yarım ada var, eski istanbulluların oturduğu kısım. tramvay hattı boyunca (beyazıt, sultanahmet, eminönü arası) yürüyerek gezin görün derim. eminönünde durup bi balık ekmek+bira+deniz tripodunun verdiği nirvana hissini yaşayın. hattın devamı kabataşa varır. beşiktaş iskelesine yürümek de çok güzeldir ama aynı gün içinde bu kadar çok yürümeyin. bu noktada akbilinizi çıkarıp (yeni gelenlere okul hemen akbil vermiyor, kaydınızı yaptırdığınızda karaköy olsun topkapı olsun bi yerden acilen akbil edininiz.) otobüse bininiz. beşiktaş iskelesine vardığınız vakit oradaki çay bahçesinde denize nazır bi çay-simit yapmazsanız ayıp olur. sonrasında vapura atlayıp kadıköye, üsküdara geçebilirsiniz ya da avrupadan ayrılmayıp bi ortaköy de yapabilirsiniz. anadolu yakasındaki kıyıyı gezebildiğiniz kadar gezin (moda, çengelköy vb). anadolu yakasındaki bu kıyıların karşılarındaki avrupa kıyıları pek öğrenci mekanı olmasa da boğaziçi üniversitesinden boğazı bi görün. oranın öğrencisi olmanıza gerek yok, içeri çok rahat giriyorsunuz (gece gündüz) ve kennedy denilen prof. ların takıldığı bi yer var orayı buluyorsunuz. işte boğazı da en güzel ordan görüyorsunuz. orda şarap içince başka yerde şarap içesiniz gelmiyor. ama kennedye gece gidin. arada bekçi amcalar gelir, buraya girmeniz yasak derler. aaa öyle mi tamam gidiyoruz deyin giderler.
sonra mutlaka adaları bir gezin. özellikle büyük adaya gidin, faytona binin, bisiklete binin, piknik yapın.. bi de sevgiliniz varsa tadından yenmez bu dediklerim.
pierre loti tepesini de görün. üşenmeyin bi çay kahve de orda için haliçe nazır. bi de oraya giderken simit götürün, bulamayıp üzülüyorsunuz sonra.
gidebildiğiniz kadar konsere gidin. konserine gitmeyi hayal ettiğiniz gruplar ayağınıza geliyor. bunun için bütçeyi sağlam tutun.
son olarak istanbulu sevin derim, sevmiyorsanız ciddiyim hiç gelmeyin. adamı delirtir sevmezsen bu şehir çünkü yaşamak epey zor. sevmeden katlanılacak gibi değil.