Çocuktum; bir yaşa, ömüre sahip olamayacak kadar küçüktüm, belki doğmamıştım bile. Kaldığımız semtte bir kadın vardı; Deli M... derlerdi kadına; ismi eksik olduğu için mi yoksa isimsiz olduğu için mi delirmişti bilinmez ama kadın deliydi. Annem ısrarla ona yaklaşmamamı söyler dururdu. "Neden" diye sorduğumda "deli işte" derdi. "Neden delirmiş" diye sorduğumda tokatı yerdim. Bir gün kadının kaldığı müstakil evin bahçesinden kiraz çalarken gördüm; çamaşırlarını asıyordu. Deli olsa hijyeni düşünmez diye düşünürdüm ama öyle değildi; temizlik delisiydi anlaşılan. Çamaşırları topladıktan sonra Çamaşırları astığı ipi kesip beni çağırdı. Avucumdaki kirazlarla öylece durdum. Kadın gelmeyeceğimi anlayınca olduğu yerden bana seslendi;
- Olduğum zaman beni topla tamam mı?
Korkudan konuşamıyordum. Birkaç kez ısrarla "Tamam mı" dedi. En sonunda "tamam" dedim. Gülümseyip ipi bahçesindeki ağaca sıkıca bağladı. sonra da kendini astı. O gün akşama kadar bekledim... Olgunlaşmasını, meyve vermesini... Ya da ne bileyim çiçek açmasını. Kadın sadece koktu... Koktuysa çiçek de açar dedim. Hiçbir şey olmadı, meğer kadın ölmüş! Deli olduğu için kendini astığını söylediler. Bence tam tersi; kadın kendini astı çünkü ölüm aklını kaybetmişti!