hiçbir insanın reddedemeyeceği bir zorunluluktur. aslında ırkçı olmadığını iddia eden insanlar bile ırkçıdır. gerçekten bir ırkın saf, temiz ve asil kalabilmesi için en önemli şart karışmamak ve başka milletlerin kültürünü benimsememektir.
bugün japon imparatorluğu, büyük alman imparatorluğu, roma-latin medeniyeti, çin medeniyeti eski gücünü yitirip ama yine de ulus olarak yok olmadıysa bunda geçmişteki ırkçı ve özenli tutumları büyük rol oynamıştır.
şu anda herhangi bir iç çatışma veya çekişme yaşamayan ülkelerin tamamına yakını oldukça homojen ve tek ulusa dayalı olan devletlerdir. japonlar, koreliler, moğollar özellikle bu hususlara dikkat ederler.
bugün dünya devi abd'nin bile ülke içindeki bazı etnik sorunlardan çekinmesi aslında ne kadar güçlü olursanız olun ülke içi çok kültürlülük ve etnik farklılığın bir ülke için ne denli tehlikeli olabileceğinin göstergesidir. siz hiç japonyada ayaklanan bir başka etnik kimlik gördünüz mü, ya da korede...
hatta bizim soros solcularının, liboşların ve pkkcıların o çok sevdiği ermenistan bile oldukça homojen ve tek tip insanın yaşadığı %98 ermenilerden oluşmuş bir ükedir. bu da demek oluyorki ırkçılık herkes için geçerli bir olguymuş.
ırkçı olmaya gelirsek, bu insan doğasının bir gereğidir. bütün insanlar kendi ırkından olanlarla aile kurmayı doğru karşılarlar. bugün ırkçılığa karşıyım, ırkçı değilim diyenlere bile sorsan, onlar bile kızkardeşlerinin gidip de bir ermeniyle, kürtle, somaliliyle, çingenle, bilmemneyle evlenmesini asla doğru karşılamaz. bu tamamen etik ve ahlak dışıdır. esas böyle bir evlilik yapılırsa doğacak çocuğun ne olduğu belirsiz olur. ha tabi kızkardeşini elalemin iti kopuğuyla gerdeğe sokmak isteyen gavat varsa buyursun onlar ırkçılığa karşı çıksın.
