sene 1956 diye başlar bizim şu an yaşadığımız topraklarla hikayemiz..
*nano'mun gözleri dolar, belli belirsiz bakar kireç boyalı duvarlara uzun uzun. dedo'm onun aklının kapının önündeki begonyalarda kaldığını anlatmaya çalışır, yarı yugoslavca yarı türkçe. kuzinenin üstünde çay kaynar kaynar kaynar. amcan daha 14 aylık diye başlar söze nanom, gözleri novipazar yeşili ve yanağının üzerine düşer bir tek damla gözyaşı, silmez bile, devam eder anlatmaya. dokuz kardeş düşmüşler yola, dokuzu da evli. en büyüğü altı, en küçüğü bir yaşında on bir çocuk, cepleri boş, yürekleri iman dolu. trenlere doluşurlar evvela, sonra arabalara, sonra yaya. inerler elbet sonunda yeşil bir yaylaya. adı adapazarı. tırnaklarıyla, imanlarıyla, güçleriyle çalışmışlar durmadan, caddelerinde lamba olmayan sokaklarda.
ve bir gün yolunuz düşer de uğrarsanız bizim sokağa
saçları sarı ufak bir çocuk 'ya sam dobro' diye atlar mutlaka kucağınıza.
canınız börek çekerse, ya da isterse soka.
öz vatanımda, içimizde koskoca bir cumhuriyettir yugoslavya.