ilkin 1952 yılında newyork times'da yer almış bir deyim olan beat kuşağı, topluma uyum sağlayamamış gezginci gençlık gruplarını bir araya getiren bir hareketi tanımlar : 1958'den sonra, bu gençleri beatnikler olarak adlandırıldı. bu yeni romantik dalga, modern toplumla kaynaşmasının mümkün olmadığını ve mutlak gerçeğe ulaşmak için duyduğu şiddetli arzuyu açığa vuruyordu. beatnik'in ilk hareketi, batıya gitmek üzere yollar düşmek oldu: jack kerouac 'ın on the road adlı eseri, bu kuşağın kutsal kitabıydı. ancak kısa sürede, amerikan topraklarının yeterli olmadığı anlaşıldı ve beatnik, yeni kaçışlar aramaya başladı bunların başında da uyşturucular geliyordu.
edebi yönden beat kuşağı şairleri ( charles olson, allen ginsberg, gregory corso) romancıları ( jack kerouac, william burroughs, alexander trocchi) ve action painting akımına bağlı reassamları bünyesinde topladı.
hareketin, ginsberg tarafından ifade edilen ( howl) ve olson tarafından kurumsallaştırılan ( projective verse) estetiği, doğu felsefelerine ve gerçeküstücülüğe yapılan göndermeler kadar, şiirdeki saflık arayışını temel olan örnekleri de, sanrılı deneyimlerle birleştirildi ( naked lunch ki filmi de en az kitabı kadar iyidir). yalnız kalabalıkların kafasına doldurulan saçmalıkları reddetmekle birlikte, beat kuşağı tüketim toplumunun en önemli özelliklerinden birini de kullanmayı unutmadı : görselişitsel medya araçları. radyo, televizyon ve reklamlar, şiirseş ve dramatik anlatımlardan birer olay yaratmata, düşsel görüntüleri ve psikolojik saplantıları yaşama aktarmaya yaradı.
beat kuşağı, kore savaşı 'nın başıyla vietnam savaşı'nın sonu arasında, amerikan yaşam tarzının alt üst oluşunun en büyük simgesidir.