yaran öğrenci evi muhabbetleri

entry24 galeri
    20.
  1. - sinem ben acıktım.
    + bu saatte mi kızım bi siktir git. (saat 03.00 civarı)
    - ya kalk çok acıktım,evde bi şey yok.
    + ekmek vardır oralarda, dolapta da peynir vardır.
    - ikisi de yok, sevgilinle beraber sömürdüğünüz için kalmamış.
    + gözüne mi battı kızım, git ye bi şey.
    - yaa kalk hadi gidelim yiyecek bi şeyler bulalım.
    + bu saatte ne bulmayı umuyorsun, git yat.
    - kaaaaaalllllllkkkkkkkkk.

    (ve kalktı, evden çıktık)

    15 dakikalık yürüme mesafesinden sonra bir çorbacının açık olduğunu fark ettik.

    + unknown bak çorbacı var, hadi çorba içelim.
    - ben çorba içmem ama.
    + nasıl yani ya, hasta mısın lan sen, bu saatte ne bulacaksın başka?
    - sanki ilk kez çorba içmiyorum, içmem işte.

    (çorbacıya daldım)

    - iyi sabahlaarr.

    (sinem suratındaki o klasik şebelek ifadeyle arkamda duruyor)

    - şey biz acıktık da, evde de yiyecek pek bir şey kalmamış. siz yaptığınız çorbalara patates koyuyor musunuz?
    çorbacı abi: işkembeye patates koyulmaz.
    - yok ben zaten işkembeye patates koyuyor musunuz diye sormadım.
    çorbacı abi: çorba içecek misiniz?
    - hayır patates yiyeceğiz.
    çorbacı abi: gidin yiyin o zaman.
    - abi siz de patates var mı?
    çorbacı abi: vaar.
    - tamam işte, bize 1 kilo patates.
    çorbacı abi: burası manav değil, çorbacı.
    - abi acıktık işte ya n'olur sanki patates satsan bu gecelik bize?
    çorbacı abi: salih şuradan 4-5 tane patates koy poşete. (biri dürtmüş gibi bir bakışlar falan atıyor bu arada)
    - sağol abi borcumuz ne kadar?
    çorbacı abi: 3 ytl. (ytl olayı da yeniydi o zamanlar, esnaf abiler bastırırlardı böyle)
    - iyi sabahlar abi.

    patateslere kavuşmanın haklı gururuyla yolda ilerliyorum.
    sinem:

    + sen ne rezil bi şeysin ya.
    - kes sesini bee sayemde yumurtalı patates yiyeceksin.
    + rezil olduk kızım adamlara, daha patates diyorsun.
    - anaa yumurtalı patates demişken, evde yumurta var mı?
    + hayırr yaaaa hayırrrrrrr.
    - hahahah korkma korkma tamam kızartırız patatesleri ama sonuçta adamlara ben dil döktüğüme göre sen kızartacaksın.

    arkadan bir köpek sesi gelir. bulunduğumuz şehrin köpekleri de çokluklarıyla meşhurdur bu arada.

    + unknown köpek.
    - fark ettim, fark etmemiş gibi yap.
    + önemli olan bizim onu fark etmemiz değil, onun bizi fark etmesi.
    - sus kızım sus.

    köpek hızlanır ve yanımıza gelir. bir süre yan yana yürürüz. bacaklarımızı koklamaya falan başlar.
    arkamıza bir döneriz, üç köpek daha.

    - sinem.
    + efendim.
    - sıçtık.
    + eve gidebilirsek o patatesleri boğazına tıkayarak öldüreceğim seni.
    - eve gidebilirsek ölümüm senin elinden olsun.

    vee... kaaaaaaaaçççççççççç.

    3 dakika sonra evde buluştuk sinem'le. köpekler bizi kovalamamışlar meğer. kovalasalardı, yakalanmamamıza imkan yoktu zaten. adrenalinimiz yanımıza kâr kaldı. sinem hayvanı da sanki acıkan ben değilmişim de kendisiymişçesine sömürdü patatesleri.
    0 ...