kız arkadaşımla kavga ettiğim zaman veya daha kötüsü, ayrıldığımda hiç bir zaman gidipte bir kankamla dertleşmedim ben... veya günlük yaşantımda patlama noktasına gelecek kadar sinirlendiğimde, moralim bozulduğunda, depresyona girdiğimde kimseyle dertleşmedim. ailemle zıtlaştığım ergenlik dönemlerimde, karıştığım bar kavgalarında...
hatta ve hatta okul müdüründen yediğim o haksız dayak sonrası bile, elim ayağım sinirden titrerken bile kimseden medet ummadım ben..
hani bilmiyorum, nasıl bir his acaba.. ?
veya nasıl bir cesaret ?
birilerine içini döküyorsun, kafandan geçen nefret dolu, üzüntü dolu, nadirende olsa mutluluk dolu düşüncelerini anlatyorsun.
ben bilmiyorum... bilenlere de imrenmiyorum.
ama merak ediyorum...
nasıl başarıyorsunuz lan ?
gidipte birine " abi ben şöyle sevdim, böyle sevdim, aklımdan şu geçti, şöyle bir amacım yoktu.. şunu diyemedim, bunu diyemedim.. " gibisinden cümleleri, sizin için olaylara tamamen üçüncü tekil şahıslara nasıl anlatabiliyorsunuz ?
anlattığınızda ne değişiyor ? bunu bilmiyorum...
merak ediyorum. ama öğrenmeye de korkuyorum.
belkide ailem beni böyle yetiştirdiği için böyle oldu herşey..
" oğlum... aç yat ama kuyruğun dik yat. " dediler her zaman.
şimdi hiç kimseye ihtiyacım yok, hiç birşeye ihtiyacım yok.
tek başıma istediğim her şeyi elde edebilecek bir akla, zihne vede psikolojiye sahibim...
ancak merak etmiyorda değilim, çok merak ediyorum hemde...
her insanın önünde iki yol vardır. bu yollar kısaca evet ve hayır yollarıdır...
ya ben ailemin yetiştirdiği gibi kurt psikolojisiyle büyüyemeseydim ve başkalarından medet umsaydım neler olurdu acaba ?!
tanıştığımız insanlar elbette hayatımıza yön verir ama tanıştığımız insanlara sırlarımızı açmak bunu ne kadar etkiler acaba ?! gücümüzü çok azaltırdı diye düşünüyorum şu an bile.
kendine gelmek için başka insanlardan medet uman insanlar benim gözümde dünyanın en zayıf insanları. insanları bir görüşte tanıyabilme yetisinden uzak, ezik kişilikler onlar benim için...
belkide doğuştan gelen bir liderlik vasfı ve dürüstlük gerekir şu anki benliğimde bir başka birey yetiştirebilmek için.
bilmiyorum, tamamen objektif olabilmek için bilmediğimi söylüyorum, hatta...
ancak hala merak ediyorum, nasıl bir his ki bu ?!
birisine en mahrem sırlarını, kırgınlıklarını, mutluluklarını anlatacak kadar güvenmek, öyle bir arkadaşa sahip olmak..
veya öyle bir salaklık yapabilecek kadar akıl yoksunu olmak ?