sadece gün zileli'den değil bir çok bireyden ayar üstüne ayar yemiş, komik ve salak yazı.
"bir anarşist arkadaşım ekteki yazıyı paylaşmış. kendini komünist sanan kemalist döneklerin oluşturduğu soL/TKP gazetesinde çıkan bir yazı. Sözüm ona anarşizmi eleştiriyor beyimiz. Hem de sinirinden defalarca "asalak" diye diye...
sonra birileri bana soruyor, "neden solculara çakıp duruyorsun?"
işte bundan.
çünkü solun tarihi ortadadır. mevcut sosyalist ülkelerin hali ortadadır. bu denli sistemle göbek bağı olan bir ideolojinin kendisini sürekli özgürlükçü, alternatif seçenek diyerek sunması avanaklıktır.
alternatif dedikleri sistem, tıpkı burjuva, liberal, kemalist, faşist v.s. sistemlerin bir kopyasıdır. ordusuyla, hapishanesiyle, hukuk sistemiyle v.b. tüm sistemi aynen kopyalar ve entelektüel bir lafazanlıkla pazarlar.
şimdi kendisini komünist sanan kemalist bir avanak çıkmış, anarşistlere asalak diyor ulen asalağın hası sensin! mevcut kurulu düzeni hiç değiştirmeden aynen alıp, kendi adamlarını yerleştirmeye düzen değişikliği, devrim diyen sensin. beyaz orduyu kızıl ordu yaparsın, fabrika patronunun yerine "işçi temsilcisi" koyarsın, bürokrasinin daha katmerlisini oluşturursun, devlet despotizminin alasını dayatırsın, bildiğin sistemi aynen kopyalayıp kendi çıkarların doğrultusunda "halk için" diyerek, halka rağmen dayatırsın ve düzeni değiştirmiş olursun öyle mi?
bayrak rengi değiştirerek, anayasa değiştirerek, devletin adını değiştirerek, şekil üzerinden oynamalar yaparak nasıl devletler kurduğunuz ortadadır. kurulu sistemin asalağı kimmiş acaba? hazır varolan yapıları şekilsel olarak değiştiren bir "alternatif özgürlükçü" (!) model mi; yoksa tüm bu yapıları yıkmayı teklif eden, iktidar hastalığını reddetmiş bir anarşist bilinç mi?
bu feveranın sebebini biliyoruz!
anarşizmin yüz yılı başladı. 100 yıl önce ekilen tohumlar filizlenmeye başladı. insanlar "iktidar hastalığından" tiksinmeye başladılar. bunu en iyi yunanistan yaşıyor. gezi direnişinde de bu solcu abiler durumu fark ettiler haliyle... kimse artık kimsenin önderliğini, ahkamını istemiyor. lafazanlığa karınlar tok artık. gezi direnişi bu iktidarlarına sıkı sıkı sarılmış abilerin korkulu rüyası oldu. hem baştaki iktidarın hem de muhalefet süsü verilmiş iktidarın.
o nedenle şimdi yıllardır görmedikleri, yokmuş gibi davrandıkları (yok gibi davranırsak belki yok olurlar diye düşündükleri) anarşizme saldırmaya başladılar.
ki daha Türkiye'de örgütlü/örgütsüz güçlü bir anarşist yapı bile yok. ama bu haliyle bile komünist görünümlü kemalist TKP'yi korkutmaya yetiyor.
solun karşısında iki seçenek var:
1- ya bu avanak gibi cıyak cıyak yırtınacak ve anarşizme ellerinden geldiğince, akılları yettiğince saldıracaklar.
2- ya da aklını kullanıp, bu avanakların düştüğü hataya düşmeyip, yeni bir sol algıyı seslendirecekler. (bu yazıda bu "tehlikeye" de işaret edilmiş, aman sürüden ayrılmayın hissiyle sanırım) HDK bu çizgide hareket etmeye çalışıyor. anarşizmin pek çok kavramını, değerini kompleks yapmadan kabul ettiler ve yeni bir sol algı oluşturmaya çalıştılar. umarım devamı da gelir.
TKP gibi HDK dışında kalan statükocu yapılar da bir yandan anarşizme vurmaya, diğer yandan da HDK gibi yapıları uyarmaya çalışıyor. "aman gittiğiniz yol yol değil" diyerek. otoriter, baskıcı, hiyerarşik sol-sosyalist düzen kurmak varken anarşizmden etkilenip özgürlükçü bir dünyada kendinizi bulabilir, minik iktidarlarınızı yitirebilirsiniz, diyerek...