yazı yazmak kadar basit temel iletişim becerisini dahi sergilerken imla ve noktalama açısından fiyasko üzerine fiyasko yapabilmiş bir yazarın anlatmak istediklerini merak etmek; hatta yazıyı baştan sona dek okuyabilmek ve saygı duyup düşünceyi idrak edebilmektir. bu iş fevkalade zor ve keçiboynuzu çiğnemek kadar gereksizdir. ve biz her işine ihtimam gösteren ideal insanlar burada, sözlükte, sosyal medyada, hatta gazete ve haber portallarında bile buna tahammül ediyoruz. hoşgörü yok, hoşgörülecek bir şey de değil. birinin bu boşaltılmış kafataslarına bir fiske de olsa vurması lazımdı..
merhaba, persona n0n grata burada.
hiç şüphesiz ki, eğer yazının sahibi zihnine tesir edecek ölçüde okusaydı -broşür, magazin, ya da reklam panosu değil, kitap. gerçek kitap- bu kadar sık imla ve noktalama hatası yapmayacaktı. bu hatalar gösteriyor ki zihinsel pratik eksik. nedir zihinsel pratik? doğru yazılmış bir kelimeyi, bir cümleyi, cümle aktarımlarını çok sık tekrar ederek doğruya ulaşmak. yani aktarım yollarını iyi öğrenmek en başta.
şimdi hayatı boyunca pek az kitap okumuş bi insan nasıl doğru düşündüğünden bu kadar emin olabilir ki? bir de gelip koska koska yazarlık yapıyor. ve malesef ki az kitap okumakla övünüyor. nereden öğrendin bu bilgileri? madem okumadın, öğrenmedin.. vahiy mi geldi? en iyi ihtimalle otlakçı ve taklitçisin. bari kelimeleri, ekleri, noktalamaları doğru yaz.