sokak cocuklari

entry27 galeri video1
    14.
  1. Köhne sınıfa ilk adımımı attığımda kavrulmuş yüzler ve meraklı bakışlardan saklayamadım heyecanımı. Hapishaneyi kendi içlerinde taşıyan yirmi kadar çocuk görünümlü büyük adamla karşılaştım. Sözcükler onlar için birer oyuncaktı. Çoğunun yüzüne bakmaya , anılar yatağı olan gözlerini, okumaya cesaret edemedim. Onlar için geçmişin kabuklarını soyunup gezmek , utançtı. istedikleri tek şey belki de sadece çocuk olabilmekti. Yaşadıkları herşeyi hep bir ağızdan anlatmaya başladılar. benden uzak hayat mücadeleleri içten içe rahatsız ediyordu beni. Sağanak bir hüzün kapladı benliğimi. Sanırım ben çocuk masumiyetinin kaybolmayacağına inanan hayalperestlerdendim. Sevgi yeter sanıyordum onlara . Ve tabiki o çocuk evindeki her büyük gibi gurur duyuyordum kendimle. Unutulmuş heyecanlarını canlandıracak , geçmişin verdiği burukluğu unutturacaktım onlara. O anda tüm kapılarını kapattılar yüzüme. Hiç yaşanmamış bir hayatın özlenmeyeceğini bunun yalnızca acı verebileceğini bilebilecek kadar olgun , ufacık bir bakıştan yaralanabilecek kadar çocuktular daha. ilk günlerde herşey akıp gidiyordu. Bense şaşıyordum. Onlarsa benim şaşkınlığımı arttırmak için mucize sandıkları eserler koyuyolardı önüme, birbirleriyle yarışarak inciterek. Şaşkınlığım azaldıkça sayıları da azaldı. Hayatlarının , yarattıkları hikayelerden ibaret olduğunu anlamaktan korktular belki de . Sahilin iki sokak üstündeki yıpranmış binanın sırlarını sakladıkları yegane yerin büyüsünü bozmamdan çekindiler kimbilir... Gün geçtikçe ağırlaşıyordum, kaldırabileceğini sandığım hayatın başka yüzlerini keşfetmek sandığım kadar kolay değildi. Bir gün kendi dünyama sığınmış, sessiz bir köşe bulmaya çalışırken boğucu Kadıköy sahilinde , kendi adımın haykırışını duydum. Karşımdaki yurdun korumacı havasını üstünden sıyırıp evinde misafir ağırlıyormuş gibi kendinden emin bir edayla yüzüme bakan 15 yaşındaki küçük dev adamlardan biriydi. Saklamaya çalıştığı bali torbasını fark ettiğimi anlayınca tek kelime etmeme fırsat vermeden ne sanıyordun işe yarayacağınımı diyerek uzaklaştı yanımdan.Bu yolla kurtulabileceğimi sandığım işe yaramazlık duygusu büyük bir arsızlıkla sardı içimi . Umutlarla oynadığımı farkında olmadan sözler vermiştim onlara , hiç bırakmayacaktım onları , biran için düşlerimizde rastladığımız geçmişte kalmış manzaralar ya da yüzler ... A rtık ben onlar için münasebetsiz bir ayrıntıyım. Hayatlarındaki herkes gibi vicdanımdaki birer sızı onlar. Gerçeklerden uzak zamanlardı . O zamanlar daha güçlüydük. Sevgilinin kollarında birer devdik , gelecek hiç yoktu geçmiş ise içimizde . Umutlarla oynadığımızı farkında olmadan oynadık oyunumuzu ve çekildik...
    8 ...