ellerini aç ve bak avuçlarına,
soğumadan anısı şahin aydın'ın,
ey gece bastırmadan evine dönüp de,
kol demirini vurdu mu kapısının ardında,
güvenlikte duyan kendini..
ey "ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin"
diyenlere övgüyle yüreğini açan,
ama kendi içinde boğan kendi sesini,
gücünü başkasının gücüne katmayan
sana sesleniyorum, bak avuçlarına..
kışkırtmasın diye daha azgın günleri,
kaygıyı çıkaran cesaretin karşısına,
karanlığı koyultmasın diye biraz daha,
nicedir esirgeyen içindeki direnci,
el ölçülü yurttaş, bu sözüm sana..
sanma ki bağışlayacak kendini aldatmanı,
senin de hakkından gelmeyecek bu karanlık,
bu sarılan el hüseyin örek'in boğazına,
kalleşçe vuran bu kurşun kerim yaman'ı,
sanma ki güvenliktesin kapını kapatınca..
öyle bir yol ayrımındasın ki artık,
mümkün değil tek başına savunman hiçbir şeyi,
ya kalmana boyun eğeceksin ayaklar altında,
ya alacaksın direnenlerin yanında yerini,
sahip çıkmak için yaşamın aydınlığına..