dün gece, kuzenle kurban etlerinden kıymalık olarak ayrılan parçaları makinede çektirmek üzere kasap arkadaşın dükkanına gitmiştik.
Söylemek lazım; Hatay'da yaşıyorum. Buralarda herkes etlerin bir kısmını ilk iki gün kasapta kıyma yaptırır.
Neyse efendim... Kasap kalabalık... biz zaten yabancı değiliz... Sıramızı da verdik gelenlere... Bekliyoruz.
Derken içeriye 12-13 yaşlarında bir çocuk girdi. Arapça birşeyler sordu. Dükkanda kimse arapça bilmiyor. (hatayın arap nüfus oranı az olan bir ilçesindeyiz.. Bunu da diyeyim de yalanına so....cular kıpraşmasın) neyse yine koptuk konudan... Çocuk tarzanca falan anlattı derdini... Et kaç lira diye soruyormuş. Kasap arkadaş fiyatı söyledi, çocuk dönüp çıktı.
Peşinden kuzenle beraber biz de çıktık. Birer sigara yaktık. Canım sıkılmıştı... Kuzene " bu insanlar evlerine birileri et getirseydi kasaptan et satın alma derdine düşmezlerdi." dedim.
Çocuğu takip ediyordu gözlerim gayriihtiyari... Çocuk karşıda gençten bir adamın yanına gitti... biraz konuştular... adam çocuğa para verdi sanırım. Çocuk yolun bu tarafına geçerek bize yaklaşmaya başladı. Dükkan kapısına geldiğinde, birden karar verdim... Kolundan tutarak "dur bir dakika" dedim çocuğa. Hemen yanımızda bulunan et poşetlerinden biraz et koydum ayrı bir poşete... Kuzen, kendi poşetinden de et koymamı istedi... Koydum. Çocuğa hediye olduğunu işaret ederek döndüm geriye. Kuzen "çocuğun yüzündeki mutlu gülüşü keşke görseydin." dedi.
Bana bunu bilmek yetti.