ne türklerden ne de araplardan haberdar olan yabancıların yanılgısı ve yıllardır attığımız "doğu ile batı arasında köprüyüz" sloganının başarıya ulaştığı noktadır. bu köprünün doğusundan bakan adam batı'yı, batısından bakan adam doğu'yu görmektedir ve böylece türkiye arada kaynamaktadır diyebiliriz. hadi arapları geçelim, bir batılının türkiye'de arap harflerinin kullanıldığına, arap usulü giyinildiğine, deve sırtında gezildiğine, dört kadınla evlenmenin yasak olmadığına inanmasına mantıklı bir açıklama bulmak oldukça zor. ancak basının türkiye'nin "araplara en fazla benzeyen" yönünü gözler önüne sermesi bir nebze açıklayıcı olabilir ama yeterli değildir. bu noktada teşhisi şu şekilde koyabiliriz, türkleri arap zanneden batılı beyinsiz, düz dallamanın ta kendisidir. türkiye'de *mozambik'teki insanların araba kullanmasına veya nepal'de gaylerin varlığına şaşıracak tek bir kişi tanımamakla birlikte bu noktada sıradan bir batılıdan daha zeki olduğumuzu da iddia edebilirim.
ne yapalım tanıtım şart kardeşim! göster nişantaşı'nı, etiler'i, bebek'i, bağdat caddesi'ni hem turist çekelim hem imajı düzeltelim.
edit: kürtleri bölücü, rusları nataşa, almanları kaba şeklinde nitelendirerek yabancılar hakkında genellemeler yapmak "eksik" bilgiden kaynaklanmaktadır. oysa burada sayılanlar (deve, evlilik, arap harfleri vs.) tamamen "yanlış" bilgiden kaynaklanan yorumlardır. aradaki farkı ayırdetmek gerekir.
