Bugün Türkiyede ne kadar çarpık bir eğitimin olduğunu çok daha iyi görüyoruz hatta görmemekle kalmıyor bizatihi yaşıyoruz. Eğer bir ülkede eğitim eğitim olmaktan çıkıp parasal hale gelmişse o ülkenin gelecek nesillerinden birşey beklenemez. Dersaneler ülkemizdeki eğitim yetersizliliği sonucu oluşmuş parasal sermayeye dönüşmüş kurumlar haline gelmiştir. Bu durum özellikle doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerimizde kendini daha çok gösteriyor. Güneydoğudaki gençlerin bölgede geçim kaynağı olmamakla birlikte , geleceğe dair birikintisi yok. Okumaktan başka çaresi olmayan bu gençler bölgeye kene gibi yapışmış sözde eğitim severlerin kurduğu dersane ve özel okullara gitmek zorunda kalıyor. Bunu bilen sermaye grupları dersane ve özel okulların ücretlerini haddinden fazla yükseltiyor. Kıt kanaat geçinen babaların ise sırf çocukları kendisi gibi olmasın diye daha iyi bir yaşam koşuluna sahip olsun diye boğazındaki lokmadan kesip bu sermaye grupların kurduğu okullara mecburi kayıt yaptırmak zorunda kalıyor. Bugün dersanelerin kaldırılacağı yönünde kanuni düzenlemenin gündeme geldiği bu zamanlarda bu sermaye grupları oldukça rahatsız olduğunu ve bunu basın yayın organları yoluyla üzerini örterek hükümete karşı karalama kampanyası yürüttüğünü görüyoruz. Bu sermaye gruplarını kaldırmanın tek yolu MEB in eğitim sisteminde köklü bir değişiklik yapılmasıdır. çünkü bu gruplar artık üniversiteleride hedef almış durumda. Çünkü iyi eğitim almayan gençler bu sermaye gruplarını kurduğu özel üniversitelere gidip çuval dolusu para ödemek zorunda kalıyor. Dersanelerde verilen eğitim ve kaynaklar devlet okullarına verilmedikçe bu sermaye gruplarını yok edemezsiniz. Yani anlayacağınız işter nurlu olun ister nursuz olsun kimse parasını kaybetmek istemez kimse paraya hayır demez.