Çık.4: 6 Sonra, "Elini koynuna koy" dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.
Çık.4: 7 RAB, "Elini yine koynuna koy" dedi. Musa elini yine koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli eski haline dönmüştü.
Atatürkün bunu Tevrat öğretisi olduğu için yaptığına delil sunanların bilgisiz oldukları ortaya çıkmaktadır. Neden mi?
Ben de o zaman Kurandan Neml Suresi 12. ayetten örnek veririm.
ELiNi KOYNUNA SOKTA KUSURSUZ BEMBEYAZ ÇIKSIN, DOKUZ MUCiZE iLE FiRAVUN VE KAVMiNE GiT ÇÜNKÜ ONLAR YOLDAN ÇIKMIŞTIR.
Ee şimdi ne oldu, Atatürkün yaptığı bu hareket, Kuranî bir hareket oluverdi. O duruş; TÜRK TÖRESiNDE, (BiLGE KAĞAN) DURUŞUDUR.Sağ el kalbin üstünde, manası, kalbe ermek, KALPEREN YANi ALPEREN duruşudur. Tüm milletinin değerlerini -Yüce Yaratıcının islam tasavvufunda da dile getirilen, mümin kulumun kalbine sığdım mecazı gibi- sıkıca kalbe bastırmak, kalbinin, bu değerler için attığının simgesidir.
Bu duruşu ayakta, dik durarak ve yerde bağdaş kurarak, oturarak tüm
bilge Türk Başbuğları yapmıştır. Çünkü töredir.