doğu medeniyeti masalı sever ve bundan asla vazgeçmez. serin çöl akşamlarında anlatılan masallar hikayelerle örülür, şiirlerle bezenir; usul usul yanan ateşin etrafında. çölde her şey kızıldır tıpkı bir aşığın gönlü gibi. çöl kızıl, ateş kızıl, iştarın elbisesi kızıl, akşam vakti kızıl, dansçılar kızıl, hizmetçinin sakalları kızıl. ama Babaziz beyazdır. saçı sakalı elbiseleri bembeyazdır. nuru temsil eder, Hüdanın aşkıyla kızıldan beyaza ulaşmıştır. bir de siyah renk vardır. mecliste ilahi söyleyen kadının elbisesi siyahtır ve onun örtüsünü iştar açar, gülümsemeye başlar. anlamı ise gayet hoştur: cezbe; gelinin duvağının açılması demektir. bu duvağı ise ancak iştar yani aşk açar. ve ortaya kainatın gerçek manası çıkar. evrenin karanlık (kadının örtüsü) noktalarına tanrı tecelli eder ( duvağın açılması). ve bu da ancak zikirle olur. zikir arınmayı; arınma tecelliyi doğurur. iştarın zikir meclisinde başı boş dolaşmasının sebebi budur. mevlana bu konuyu çok güzel özetler: "aşk, ilahi sırların usturlabıdır ( teleskop)". iştar batı medeniyetinde şehvetin ve aşkın tanrıçasıdır ve batının aslında afroditidir.
görüldüğü gibi filmde bir de renk sembolizmi vardır. ve bu bütünlük içinde daha nice ince noktalar var uzun uzun anlatılması gereken.
not: sen bana geceni ver benim anlatacaklarıma karşılık. şimdi seninle bir çölde olmak vardı.