birileri gelir ve muhabbet değişir. sınavdan ilk 15 dakika kuralı ihlal edilerek, hem de hocaya posta koyularak çıkılmıştır. sonrasında gelen veletlerden birisi bunu dalga konusu yapabileceğini zanneder. denemeye girişir. 'kendi işine bak lan' cevabı alır ve üzerime yürümeye başlar 'ne dedin sen?!' diyerek. sikecektim belasını. iyi ki o kadar yanaşmadı. tekrarladım ilk cümlemi. kız 'sakin ol bulaşma öyle tiplere' falan dedi. tabi sonra sakin bir ortama geçmek için hareket ettik. oluşan muhabbet şöyleydi:
-durum böyle böyle işte.
+ben seni arkadaş olarak görüyorum.
-e yapacak bi'şey yok. elimde olmayan bi'şey sonuçta bu.
+doğru.
-doğru olan ne?
+elinde olmayan bi'şey. o yüzden fazla tepki göstermedim zaten.
-hee tamam.
+.....
-içimde kalmasın diye söylemiştim zaten. cevabı biliyordum önceden.
+.....
-yani seninle dost gibi görünüp istediğim gibi takılma seçeneği de vardı. ancak bu bana seni kandırdığım hissini veriyordu.
+haklısın. öyle.
-şu cafede birini çevirip ayarlama seçeneği de vardı yani. ama onu tercih etmek yerine bunu tercih ettim.
+hımm.
-.....
+artık sana serbestçe selam veremiyecek olmam kötü. sürekli farklı şey olacak kafamda.
-olay açıklığa kavuştu ya. kavuşmasa daha kötüydü. istediğin gibi selam verebilirsin.
+tamam. servis geldi. gitmem gerek.
-tamam.
yaşanmıştır. ehehe. ilk ve son bu tip muhabbete girişmem.
