bu benimle senin evlilik teklifi hikayemiz değil, bu seninle onun.. ayrılalı çok çok kısa bir zamaan olmuştu, bana göre çok kısaydı çünkü zaman senle durmuştu, sezen aksu konserinde etmişsin teklifini, sonra da youtube a atmışsın, keşke atmasaymışsın, önce bir afalladım, yok yok şaka olmalı dedim, sonra sevdiğin birini görünce yüzünü bir gülümseme alır ya öyle kocaman gülümsedim sanki evlenen sen değilmişsin gibi,
"söyleyeceklerimi ezberlemiştim esasında" dedin, sen aslındaya hep esasında dersin,tıpkı cümle sonuna üç nokta yerine iki nokta koyduğun gibi... insan sevdiğine söyleyeceklerini ezberler mi hiç demiştim, belli ki kendini çok zorluyor,
sonra sezen aksu kızın önünde diz çök filan dedi, o kadar sinir oldum ki, benim şarkılarıyla ağladığım kadın, benim sevgilime başka bir kızın önünde diz çökmesi için emirler veriyordu, sezenden de şarkılarından da nefret ettim o an. bu videoyu youtube a atandan da önüme serenden de nefret ettim. bu tablo bizim tablomuz olmalıydı sevgilim, bu şarkılar bizimdi, şarkıda dediği gibi kolay kolay taşınmayan dolu dizgin duygulara sahip olan bendim,bizdik, bu masal bizim masalımızdı, bu büyünün içinde bir başkasına yer yoktu, yoktu işte...
aradan yıllar geçti bir türlü cesaret edip o görüntüleri izleyemiyordum. ta ki geçen gün açma cesaretini gösterdim, önce sesini açmadım, senin sesini duymak zor gelebilirdi, ne de olsa sesine artık alışkın değildim, ürkebilirdim, yadırgayabilirdim o gerçeklikle yeniden başedemeyebilirdim, ben hayatla zaten çok da başedebilmiş olmadım ki çoğu zaman. önce sessizde izledim. sessizde başka bir hikaye bile kurdum kafamdan, o bir evlilik teklifi deildi, bir hayranı sezen aksuya çiçek veriyordu filan gibi, saçma gelebilir ama öyle işte. sonra sesi açtım. biliyor musun? sen bana hala tanıdıksın, kelimelerin tanıdık, tavırların tanıdık, pantolonunun dışa kıvrılmış gibi duran cepleri bile tanıdık, ama sen benim değilsin artık, ben seni sevmiyorum, biz bitmişiz artık, kaybedecek hiçbir şeyim yok senden yana,seninde benden yana yok biliyorum, bu yüzden korkusuz ve umarsızız akıp giden zaman karşısında, yeniden izledim sonra düşündüm ne çok şeyi kaybettik, bilsen, ne çok şey yitip gitmiş, o şeyler o kadar çok ki, az değil... "insan kaybolmayı ister mi, ben istedim, uzaklara gittim uzaklar sana gelmez."