karanlık bir adamdır. hayat hikayesini araştırırsanız 1974 kıbrıs harekatından öncesi yoktur. sanki dersin 1974'te uzaydan inmiş. yalnız şimdi ismini şimdi hatırlamadığım ve tekrar tekrar aradığım halde bulamadığım bir internet adresinde şili'ye eğitime gönderildiği, ve burada işkencenin inceliklerini öğrendiği, ilk tatbik yeri olarak kıbrısta kundaktaki rum bebeklerinin kafasını koparma, ciğerini sökme gibi yamyamlıklar yaptığı yazıyordu. zaten ardından diyarbakır cezaevinde namını yürütmüştür.
yine aynı sitede ölümüyle ilgili olarak; infazını gerçekleştiren kişinin önce ona "beni tanıdın mı?" diye sorduğu "evet" cevabını aldıktan sonra "isterse otobüsten inebileceklerini" söylediği ardından "laz kemalin selamı var." diyerek tetiğe ard arda bastığı yazılıydı.
eğer bu son kısım gerçekse tetiği çeken kişinin aynı zamanda diyarbakır'da işkence görmüş bir kişi olduğunu gösteriyor.
kişisel görüşüme gelirsek ben bu kanı bozuk adamın oğlu olsaydım kendimi kısırlaştırırdım hani bu dna, bu genetik, bu utanç devam etmesin diye..
en merak ettiğim şeyde bunca yaptığı zulum, işkence, onursuzluk bugün açığa çıkmışken acaba eşi ve çocukları babaları ile gurur duyuyorlar mı?