önceki gün dersten çıktım her zamanki gibi gazetemi ve dergimi alıp eve gidecektim. nereden bilebilirdim ki oraya gidişim o gün gördüğüm derslerden daha büyük bir ders olacaktı.
gittim gazete bayiine. gazete, penguen, uykusuz aldım tam çıkarken gelmişken bi iddaa yapayım da öyle gideyim eve dedim ve geri bayiiye girdim. tam o sıra yağmur başladı. içimden ''ulan barney şanslı herifsin ha. iddaa oynamasan yağmurda ıslanacaktın'' gibi şeyler geçiyordu.
ben bilgisayardan basketbol oranlarına falan bakarken yanımdaki çocuklar ''vay be şuraya bak... helal olsun adama'' dedi. hemen merak içgüdüsüyle dışarıya baktım. bir tane adam yaşlı bir amcaya ceketini vermiş şemsiyesini de onun üzerine tutuyordu. kendi sırılsıklam kalmıştı ama onun yaptığı iyilik dillere destandı. yani hiç tanımadığın birine hiç bir şekilde çıkar gözetmeden sadece ''insanlık'' namına hareket ettiği için bana göre o adam hepimizden bir adım üstündü.
eve geldim annem her zamanki gibi ''ne işlediniz olum bugün'' diye sordu. ben matematikte fonksiyonlar, geometri de üçgende açı diye zırvalarken aslında o gün ''insanlık'' dersini işlemiştim...
ve bir öğretmen olsaydım o adama notum 10 üzerinden 10 olurdu.