(#2101505)
alıntı;
--------
''Dogma ve bilimsellik tanimlari geregi birbiri ile celisir. zira, birisi "sorgulamamayi", digeri ise "sorgulamayi" esas alir, bunlari dikte eder. Bilimsel bir makalede "yercekimi diye birsey var, tasi koyarsin duser. suphesiz ki buna inanmayanlar icin azap vardir" diyemezsiniz. Yercekimi nedir? etkileri nedir ?hipotezlerle ortaya koyarsiniz, bu hipotezleri destekleyen kanitlari ortaya koyarsiniz, daha sonra hipotezinizi test edersiniz ve su su kanitlardan yola cikarak bu hipotez dogrudur der yolunuza devam edersiniz.
Oysa ki, dinde boyle bir durum sozkonusu dahi olamaz. "xxx soyledir, yyy boyledir. buna inanmayanlar da soyledir" dogmatik bir cumledir, din baglaminda dogrudur, dogrulugunun uzerinde konusmaya dahi gerek yoktur fakat asla bilimsel degildir.''
----------
günümüzde her kanunu bilime oturtma, bilimsel net verilerle ispatlama mecburiyeti olduğu için kuranın bu yönü öne çıkmıştır. çağımız bilgi çağıdır zira. illaki nolur bilimsel olsun olayından değil...
bilim insanlık içindir, yaratıcı zaten bu bilimin bizzat kendisidir. bilim sorgulayarak o gerçeğe ulaşmaya çalışır. ve... her sorgulama sonucunda elde edilen bilginin net verisi üzerine bir ayet daha deşifre olur. ve yaratıcı peşin peşin der ki, bunuda gördün, hala inanmıyorsan senin sorunun.
1400 yıl evvelinden gelen edit...
bunun mucize tarafı ise şudur kanımca; ilk vahiy olan oku dan kıyamete kadar her çağda ve zamanda, içinden hep o çağın son edinilen bilimine edit yapmasıdır.
sonsuza kadar, bilimin çok önünde gidecek ve her keşifte, kendini* teyid ettirmiş olacaktır.