bir görüş gününde...
evladı tellerin ötesinde...
evladı mahkum edilmiş bir anne...
türkçe bilmez!
bildiği dil, annesinden öğrendiğidir.
bildiği dil, doğarken kulağına fısıldanan kürtçedir.
kendisine ezberletilmiş iki kelimeyle görüş saati:
-nasılsın oğlum?
+iyiyim anne sağol. sen nasılsın?
-nasılsın oğlum?
+iyiyim anne sağol. sen nasılsın?
-nasılsın oğlum?
+iyiyim anne sağol. sen nasılsın?
....
ve görüş biter. başka bir cümle kurulmaz, kurulamaz. anne bilir ki, kendisi kürtçe konuşacak olsa görüş sonlandırılacak; evladı kürtçe konuşacak olsa gözlerinin önünde epey bir dayak atılacak ve içeri götürülecektir.
--spoiler--
-nasılsın oğlum?
+iyiyim anne sağol. sen nasılsın?
--spoiler--
şimdi bu anne, bir şey anlamadı değil mi? bu evlat da birşey anlamadı!
işte bu yüzden diyoruz, anadil hakkı engellenemez!
herkesin anadili, şerefidir!
herkesin anadili, ana sütü gibi helaldir!