hatıralar kalır..
ama acı hatıralar değil.. geriye dönüp baktığında, sadece " ulan bunları da yaşadık be. " diye söylenen, ve söylenirken kadını üzen değil de, kadının ders çıkarttığı hatıralar..
sen, erkek olarak ilişki boyunca hatalar yaparsın, ilgilenmessin, seversin belli etmessin, süprizlerden uzak yaşatırsın...
kadın susar, kadın ağlar...
gün gelir, erkeğin aklı başına gelir. dank eder.. Belki kadın kişisinden kendi isteğiyle ayrıldığı halde, pişman olur.
çünkü erkek, kadını yanındayken onu alışkanlık zanneder, tutkulu bir aşktan ziyade..
Ama gittiğinde, bittiğinde dank eder. ulan der, köpek gibi aşıkmışım amınakoyim, niye böyle yaptım.
Beraber gezdiğiniz yerler dar olur, yediğiniz yemekler boğazınıza tıkanır, birlikte uyuduğunuz yatak size tabut olur belki de..
Düzelmek için çabalarsın, belki süprizler yapmaya calısırsın, belki de gönlünü almak için hatıraları önüne koyarsın..
Ama kadın, bitirdimi bitiriyor usta. bunun başka hiç bir açıklaması yok.
kadın, hatıralar yaşandı ama tecrübe edindim derken.. erkek, " düzeldim lan artık, bitti, kıymetini anladım" diye çırpınıp durur..
işte o zaman kadın şah'a kalkar.. döker içini, anlatır, sıçar azına..
en son söylücek söz bulamassın. haklı dersin amk. haklı..
sonuç olarak, o kalan hatıralar da bi boka yaramaz. kadın, o hatıralardan ders çıkartır. tecrübe edinir..
erkek o hatıraların üzerine gidip, kendini üzmekten, kendini parcalamaktan başka hiçbir şey yapamaz tabi seviyorsa.
sevmiyorsa, ertesi gün pompaya koşar, keyfine dicek yok hamına.
Azimle sıçan duvarı deler derler ya, delemiyor böyle durumlarda...
zorladıkça, kendini boktan beter, bokun içine sokmaktan başka hiçbir işe yaramıyor yaptığın..