ülkücülerin içinde laik ve muhafazakarlar olması

entry16 galeri
    8.
  1. ilk tespitin kısmen ve gerekçeleri olmakla beraber haklı olduğu, son resimli tespitin zırvadan öte gitmeyeceği bir tespittir.

    yaklaşık 25 senelik bir ülkücü olarak, bu ayrımları tek tek şahıslar üzerinde veya bölgeler arasında bu kadar basite indirgenmeyecek olsa da bizzat müşahade ettim. dahası, mhp çizgisinden hiç sapmamama rağmen, ömrümün belirli kesimlerinde kendimi daha muhafazakar, daha başka bölümlerinde daha laikçi olarak hissettim.

    bu durumun teşkilatların yapısı, bölgelerin değişen sosyolojisi, ülkenin politik konjonktürü ve bir siyasi hareket olarak ülkücü hareketin geçirdiği sosyolojik evrelerle ilgisi var. uzun uzun yazmayacağım ama birer cümle ile misallendirebilirim.

    teşkilatların yapısı bakımından, her ne kadar dışarıdan çok otoriter bir yapı görünse de içeride "hür düşünce" ve "vicdan" olarak ülkücüler benim diyen demokrat partilere fark atarlar. Daha küçükken bile tek çizgi olarak Allah'ın ipini esas alırlar ve vicdanlarında bunu yaralayan bir kırılma olursa, bunu korkmadan ifade ederler. tabi ki herkes saygıyla karşılamaz.eylül ihtilalinden sonra, hareketin ne yapacağıyla ilgili meşhur dedeman toplantılarında alparslan türkeş bey, önde gelen ülkücüleri bir salonda toplamış, kendisi kahvaltıdan sonra ayrılacağını, hareketin bundan sonra ne yapması gerektiği konusunda akşama kadar tartışmalarını, akşam gelip sonucu divan başkanından öğreneceğini söyleyerek ayrılmıştır. Bu, tabii her konuda böyleydi demek de değil.

    bölgelerin değişen sosyolojisi meselesi çok derin bir mevzu. bilenler bilir, mustafa çalık'ın mhp üzerinde hazırladığı doktora tezinde, 60 ihtilalinden sonra ankara'da türkeş'i gören bir erzurumluya sorarlar. nasıldı? erzurumlunun cevabı ilginçtir: "ben deyim 1,90 sen de 2 metre (türkeş bey kısa boyluydu), bıyıkları sarkıtmış ki çeneye kadar (bıyık bırakmazdı), ceketi sağ omzunun ucuna atmış ki sorma gitsin (hep önünü iliklerdi), bir de basmış kunduranın topuğuna..." adam türkeş'i kendi gördüğü gibi anlatsa ihtilalin kudretli albayı efsanesinin kedi kadar itibarı kalmayacak. oysa, ege veya akdeniz bölgesindeki ortalama bir türk'ün kabul edebileceği bir albay modelidir türkeş bey. aile yapısı, toprak yapısı, batılılaşmadan daha çok etkilenen bölgeler, yörükler, eğitim seviyesinin yükseldiği yerlerdeki anlayışlar bizim bütün insanımızda olduğu gibi ülkücüler arasında da nüanslar oluşturuyor elbette.

    ülkenin politik konjonktürü basit bir meseledir. vücut tehdit olarak hangi mikrobu algılıyorsa onun çaresini salgılamaya başlıyor. komünizmi islam için bir tehdit olarak gören yılların ülkücüsü ile pkk'nın siyasallaşmasını gören ülkücünün, topluma yansıtacağı algıda elbette değişiklikler olacaktır. kaldı ki ülkücü hareket, türk siyasi tarihinde bir parti olarak, özellikle soğuk savaş yıllarında dünyayı en iyi okuyan türk siyasi hareketidir. bugün o kalitede değiliz belki ama izleri hala mevcut.

    bizim geçirdiğimiz sosyolojik evreler de hareket içerisinde nüans olarak kalabilecek ayrılıklara kısmen sebeptir. 50'lerden sonra kentlileşen bir köy gençliği üniversitelere ve büyük şehirlere akmıştı. Bugün hareket daha şehirli, daha eğitimli bir kaynaktan besleniyor. bu sadece ülkücü hareket için de geçerli değil. ülkede değişen aile yapısı, kadının sosyal hayattaki yeri vb. değişimler tabii olarak ülkücü harekete de bir nisbette yansıyor. dolayısıyla bu sosyolojik değişimler kimi tabakalarda daha muhafazakar katmanlar kalmakla beraber, kimi zaman daha seküler milliyetçiliği besleyebiliyor.

    ben bu tespiti daha farklı fraksiyonlara da çoğaltabilirim. bu kötü bir şey de değil. toplumun değişik katmanlarında, memleketin değişik bölgelerinde farklı eğitim seviyesindeki insanların ortak endişeler taşıması, ortak ülküler peşinde koşmasıdır aslolan.

    ve hatta, bütün bu gerekçelerle beraber olmak üzere bu aslı aynı olan ama reaksiyonları farklı olan adam tipini, bizzat merhum alparslan türkeş bey'in hayatını inceleyerek de görebiliriz.

    ve uzar gider...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük